YARININ ŞİİRİ
*
Gözleri bir gecede Yürümüş ağır ölüme, Asker bir seferde, Kıyar mı otuz beş kardeşe? Hudutta halk iken, Toprağında bölücüdür denilen, Tütün ve mazottan, Evine ekmek götüren -Ki ey bunlar silahlıdır diyen, Katile vur evlat derken! Dişinin kovuğunu temizleyen, Sen unutursunda zulmünü, Gözler unutur mu? Şu toprağında gülümseyen Şu toprağında gülümseyen ölüler? * Dilin tutuldu konuşurken. İsterdim ki konuşsun onlar. Tek kurşunla vurulan çocuklar, Gece üstü evlat yolu bekleyen analar! Ölenlerimiz Akan kan gibi Şiirime geldi. Kalemimiz, Umut kadar sivri Yürek kadar güçlü, O bu gece Size ana avrat sövdü! (Gülen) ey yavşak! Öldürülür mü çocuk bre alçak! Dostum vurdu sazına, Vurur gibi kafanıza. Dilinde bir türkü, Yüreklilerin öyküsü, Ey Amerikan öküzü! Senin heronun kör mü? Ateş böceğini Uyurken toprağa gömdü! * Dün düşümde gördüm, Lice’nin güzel kızı, Ceylandır adı, Devleti oyuncak sandı! Oracıkta devlet canını aldı! Yeşerdi zeytin ağacı, Gölgesine koştu Ceylanın anası, Koştu bacısı, babası, arkadaşı. Zeytinin siyah rengi, Ölen ceylanımın gözleri, Umut olup göğe yükseldi! Senin silahın, umudumuza mı göz dikti? * Gazetede resmini gördüm, Üzerine kar düşen çadırın. Sizler kendi meclisinizde, Söverken birbirinize, Ağladı bebek karı görünce, Söver gibi kaderine, Tükürdü bacısı karın yüzüne! * Ve şunu söylerim ki, Şu yazdığım şiirde bir hikmet var, Yorgun işçilere ve sevdiğime Ve benim Mezopotamyalı kardeşime, Güneşin kudretli rahminde Yeniden doğacak bir dünya var, Onlar barış için yaşayacaklar! Dilimizden anlamayanlar! Cehennem karanlığında yok olacaklar! * Ey benim kardeşim, Emeğini, yüreğini, ekmeğini bölüşenim, Doğacak çocuğumuz için dövüşelim, Beyaz patikler, deniz mavisi kazaklar örelim, Düşman kapısına yürüyelim! İşte doğdu barış diyelim! 22.01.2011 İst/Kabataş |