‘’O ESKİ SEVDALARDAN’’akıl delilik seyrüseferinde göğsümde bu boşluk dolmadıkça lafta kaldı bak yarınların nicesi susuyor şimdi aniden kırılan can sesleri nazar kuşları saldırmış dediler gözlerimde yaranın izleri kuşatılmıştı oysa benim sevdam gözboncuklu gök muskalarla nasıl buldu bu kuşlar bu başı dökülürken kurşunlar kafamıza bilirim fayda etmez karıştırmak kül yığınlarını can kırığından kalan cam kırıntılarıdır dağlayan çocuk yaşta yaşlanan avuçlarımı sabahları tan yeri atmadan gözünün çapağını dolduruyor içimdeki boşluğu bir deli rüzgar desem ki sanki Mevla’mın gazabını taşıyor sebebi belirsiz ziyan zulüm saçıyor sellerini boşaltıyor serin güz akşamında yağmurlar iniltiler çağlıyor bu kentin dar sokaklarına yıllara meydan okuyan çınarların kökleri biz gibi sürükleniyor çamurlu sularda aşkı doğurmuştu oysa gönlümüzün kelebekleri emzirip sabır sütüyle beklemiştik büyümesini tırtıl olup alırken bu acımasız güzelliği zerdali çiçeğine düştü sevdamın ölüsü kelebekte isterdi en az güvercin kadar yaşamak ama alın yazısı kaderin önüne geçilmiyor başladığında söylenilmeye umutsuzluk türküleri bitmek bilmiyor allaha ısmarladık gönlümün güzel çocuğu bekliyorum dinmesini kasvetli zamanın elbet sarılacak bu gün kanayan yaralar ve bende diyeceğim geçiyor aklımdan biri o eski sevdalardan Blackless |