Sayıklamalar-1-
*hiçbir öykü son yazmadan sonlanmaz...ve her gece doğacak bir gün bulur kendine*
Salkım saçak sevişiyorum dilimin ucunda kifayetsiz bir rüzgâr karanlığı teğet geçen bedenim ,hazzında sensizliğin kimsesizizliğim... dokunsam “alacaklar” diyorsun sinsi gecenin koynunda “beni bir zindana vuracaklar” diyorsun “yalan yanlış susmalarla” “gitme..!” gitme; diyişim kalır mı sende… beklemenin mevsiminde değilim üşüyor sensiz, buza çalan bedenim ben hangi tövbesiyim esir hürriyetlerinin hangi seması genç/miş/liğinin sana şiirler yazamam utanır bekaretim ıslak bıraktığın yastıklarımdan gözyaşım..! çökerken göğsüme bir akşam vakti olmayışların öpemem alnını karanlığının gidemem..! git demek kolay bakakalırım ertesi kapanmaz yaralar ardından avcumda bir sigara paketi, bir divit kalem son atarım üzerine; dört aralık ikibinoniki “diye Ve hangi Aralık’ta bir şair ölmüşse Sebeb-i aşktır bence sustuğum… sonsuzluğum… sen yine var sensizle beni ben her olmayışta seviyorum seni… *istediğin yalnızca iki gün ise..bir ömre hazır değilsin demektir...yaşlanınca cevabı...yaşla andığım...* NeNa /yirmibirocakikibinoniki |
Ç/ölüm işte...
Ayrılıklara ve yalnızlıklara en güzel söylenecek dizelerdi; soyut ama düşününce somutlanan bir hayatın karesiydi şiir. Şiir, estetik ve teknik olarak gayet iyi buldum. Anlaşılırdı; çokça yaşamışlıklar vardı.
Yüreği saygıyla selamlıyorum