Amen
(Dilim puslu bir bıçak şimdi… Ardı arkası… Sırrı, fıtratı olmayan… Sevdim mi evet… Sevdim Elham…)
Kerimine gizlenmiş bir hatıradan arda kalan suremsin Dilim kırk kere yorar ismini Kırk bir sen demektir… Benim azabımda cennetten kovulur senim Tenin tuzdur… Kirpik uçlarımca toplanan Saçların gökpuludur, saçların ey yar boyun borcumdur “Oku” Kan kaftanıyla duruyor ak ayrılık Bense sensizliği ateşe sarmışım Dumanı tüter başucumda yanan gölgenin Aynalar kırkıncı kırıklığın kırk birinci ayında İlmeğe geçirilmiş umut kıyımdadır Resimler çerçevesiz hayaldir şimdi Kuşandıkça ıssızlığı yokluğun “ Duy” Günahına girdiğimiz ne ola Nem var gözlerimizde sardunyaların kanı bu Avuçlarında umutla sulayamadığın Sevmeler; kevaşe koyunlarda son bulma yalnızlığında “anla” Dudaklarından dökülmeyen her elvedada Göm koynunu fütursuz aldanışlara Yakarlar elbet her aşığı aşkının kendi kucağında Gidenler, sonuna geldiklerinde git diyebildiklerinin başbaşalığında (dilim sus’lu bir bıçak şimdi… başı, sonu… gerçeği yalanı olmayan… bitti mi evet… bitti Elham) Ve… Âmin şaraptan bir yudum aldıktan sonra söylenir… Amen ! NeNa Ondokuzeylülikibinonbir |
Bir kaç şiirini okuduğum bu değerli şairimizin çalışmalrını farklı buldum ve şiir adına geleceği aydın bir şair olarak gördüm.
"Sevmeler; kevaşe koyunlarda son bulma yalnızlığında
“anla”
Çokça tebriklerimle Sevgili Şair