İki yaka yalnızlıkŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dudaklarımda asılı karadut tadını özledim...Şarab-ı kerim...aşk dilinde...
*anlatamadığım öykülerim oluyorsun ya…en çok ona susuyorum*
Şimdi bir şehri bölüşüyoruz seninle Yol ver payımıza düşen rüzgar Bedelli yalnızlığımızla teninin hazzını dindir Ve şimdi Ellerinde açtığına inandığım akasyalar Kaç mevsim daha seni anımsatabilir Vuslatı yoktu sevişmelerimizin Yorgun esmerliğinde gecenin ezberbozan hazlarıyla mazi Bilir misin gece; Büyük bir avuntuydu bizimkisi… Tabakamda yanmayı bekleyen tek dal sigara İnsan böyle böyle alışıyor yalnızlığına… Gün artığı sessizlik çöküyorken koynuma Ayak seslerininden tanıyaduralım gidişini Kapıdan çıkışlarını,yatağı okşayışlarını Dönüp ardına son kez bakışlarını Şimdi bir şehri bölüşüyoruz seninle Dilimde tövbelerine sarıldığım dualarımda var elbet Keskin cigara tadından kurtarabildiğim âh’lar Uzanır şimdi koynuma bir kirli el gibi Sanki genelevden çıkagelmişcesine mağrur Taze gelinmişcesine süzülerek Üstüne üstlük öpüşmelerinden sözetmez gözündeki yaşlar Bilirsin …bilir…bilirler Keskin kara ve kalın puntolarıyla… Her aşkın vesikasında Hoşça/ kal yazar Şimdi bir şehri bölüşüyoruz seninle *…ve o aşktan ayrılıp gelişigüzelliğine yürüyorum arnavut kaldırımlarının…* NeNa/beşmayısikibinoniki |
gider galata kulesine varır...
bissürrüde çocukları olur...