çelik zemberek saplanmış küçücük dünyamız pas tutmazdı kıpırdayamazdı da yaşamak gelip çekecekti içimizden tutarak götürecekti ‘huzur-aver’ denilen yerlere büyütecekti beklerdik hep…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
O Zamanların O Şehirlerinde O Çocuklardık şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
O Zamanların O Şehirlerinde O Çocuklardık şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Efendim ilk kez,uzun zamandan beri gözlerim nemlenerek bir şiir okudum, inanın. Belki yaşantımızdaki benzerlikler ağır bastı da ondan... Çaresizlik,sevince,mutluluğa özlem,yaşanmamışlıklar...
Seslendirme de harika,müzik de görsel de...Emeğinize,yüreğinizin derinliklerinden gelen nağmelere saygıyla eğiliyorum...
Bizim evde elektrik yoktu üç dört yıl:) Siyah beyaz o kocaman kutu öyle başında yazması ile dururdu... Annemin o küçük ama kocaman sesi olan pilli radyosuyla gelirdi haberler...
Çok şanssız çocuklardık büyüdük baksana hiç kimse değişmemiş canımım...sın...
çelik zemberek saplanmış küçücük dünyamız pas tutmazdı kıpırdayamazdı da yaşamak gelip çekecekti içimizden tutarak götürecekti ‘huzur-aver’ denilen yerlere büyütecekti beklerdik hep…
* * de ki saklamadılar biteni ve daha hiç olmayacakları…
* *
sen savaştan ne anlarsın ki sızım. eline bir mermi verseler mama sanıp yalarsın, top verseler oyalanırsın, "Barış" deseler abini ararsın diyelim ki dayanamadılar,eline bir bomba verdiler, (ya da fotoğraftaki gibi bir silah) parçalanırsın be sızı..m...!
ve bu şehrin bu geniş ağzı hâlâ bir çocuğun tatsızlığı gibi kokuyor yıkılmaya yüz tutmuş bir kerpiç duvar dibinde bana gülümseyen ama en çok onu ağlarken gördüğüm bir elinde üç yeşil soğan kökü bir elinde tandır ekmeği ile o çocuk yani ben babasının öfkeli sesine gözyaşlarını uzaktan gösterirken mavinin sahibinden hayat dilenen ben
zehra ana üç katlı bir evin penceresinden biraz şefkat ve karamsarlığıma biraz küfürbaz gözleriyle "evlat üstüne hayat mı yıkılmış öyle ne?" diyerek şehri olmayan bir çocuğun kaderi yüzüne sertçe çektiği tül perdenin ardında ki insan ellerinden ama en çok yüreklerinden bir tutam sevgiyle tutunmaya çalışırken buluyorum kendimi ben buradayım biraz biraz olmayan çocukluğumda biraz o şehirde - o şehir ki çocukluğumun asıl hırsızı ama kendimden uzak ama herkesten uzak...
beni hiç bir zaman ne bu şehir alacak koynuna ne de ....
şiirinizle ne kadar ilgiliydi bu yazdıklarım bilmiyorum ama içimin sesini bu şekilde ısıtmak istedim her nedense
çok ama çok güzel bir şiirdi benim öz canım kardeşim
yüreğiniz umut çiçekleri açsın her daim
ömrünüze yaşanılır bir şehir ve hayatınızın tadı olacak güzellikler diliyorum..
sonsuz saygı ve sevgilerimle...
Murat ELTER tarafından 1/12/2012 6:09:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
"ah ne kahraman ne cesur, ne güzel çocuklardık her yeni günü ümitle nasıl kucaklardık ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik
hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik"
<3