Okuduğunuz şiir 21.5.2014 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Önümüz Duvar Arkamız Aşk
uzattım çok uzattım bu saçları… gül yağları suda bekletilmiş karanfiller esirgemediler yardımlarını.
(bekledik)
kalem çoğu zaman erkektir tutmadım kalemi özleme isyan der değer bir gün bakışların kırılır. korktular ellerini bekleyen rüzgârdan sakınıp kokusunu zay etmediğim -namahreme duyurmadığım- sımsıkı örgülerim korktular.
(inandık)
hasrettir aşı aşkın üç ana iki ara öğün az gelir aç gözlü dev’e yer ömrü içer kanı sen buz demir ranzalarda ben güneşsiz sabahlarda hâlâ misafirperveriz…
(âcizdik)
gücüm kul yüreğim inceyken çıkaramam işte toprak altından bir tek buğday tanesini Rab gösterir de yolumu isyan saklar sabrı… dışarısı dediğin ey can merhamete sığınan sessizlik.
(yandık)
tenin bitip bitip yenilenmesiydi umut her tekrarda bir parça tadıp beyazladığımız… kurtuluşta alnımızı kimse görmeyecekti damgasız salınacaktı mahiyeti masumluğun.
(dilendik)
vurulduğumuz yerden sarmayın yaralarımızı geçti gitti onlar derinlerden çıkarın heveslerimizi… nerelerdesiniz ey Yusuftutanlar buradayız biz ateş redifli gazellerin bir’inde.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Önümüz Duvar Arkamız Aşk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Önümüz Duvar Arkamız Aşk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ablamsin diye demiyorum inan mükemmel ötesi bir şiir olmuş hele final yok mu bütün kalbimle kıskandım )) Yüreğin hiç bir zaman dert görmesin usta kalem Nice böylesi muhteşem şiirler...
kutlarım sevgili şair,em dönüp,dönüp, okudum şiiri her defada farlı bir öykü gördüm.bir ben oldum birde aşk yazılacak çok şey var belkide ama yazmak değil ruhumun derinin,de dinlemek istiyorum sessizce.
sevgimle, saygılar,OSMANLI,nın beşiği yeşil BURSA,mızdan selamlar
kalem çoğu zaman erkektir tutmadım kalemi özleme isyan der değer bir gün bakışların kırılır. korktular ellerini bekleyen rüzgârdan sakınıp kokusunu zay etmediğim -namahreme duyurmadığım- sımsıkı örgülerim korktular.
Kutlarım, tebrikler, güzel farklı boyutlara sürükledi okurken...SAYGILAR
Güzel şiirinizi tebrikler; parantez içindeki sözcükleri, ne parantezle ne de aralıklarla müteakip bölümlerden hiç ayırmasanız, daha bir keyifle okunurmuş... Saygıyla..
Rab seni eksiltmesin benden kaç yıl oldu bizim canlığımız beraber yaşlanıyoruz ve mutlu ediyor bu bizi ne diyeyim sana o dediğin yerde senin bir çift lâfın olacağını biliyordum işte.
şiir ve yorum mu yorum ve şiir mi...peki bu kadar içinde kaybolduğun ve gerçekten abartısız hayran kaldığım dizeler karşısında yukardaki yorumlara mı yorum yapmalı şiire mi...
başlığı ile şöyle bir irkil diyen bir şiir...
önümüz duvar....arkamız aşk...
peki kendini ne kadar duvar ardına saklarsan sakla bir o kadar aşka buyur etmekmi demek mi ?
yoksa duvarlar engelmi oluyor aşk....gözümüz görmeyince susuyor mu gönül teli....
ve deriz ki...
aşk ben sana mecburum sen bilemezsin...
kalem erkektir kadın bile yazsa erkektir... tabiki mecazi anlamda güzel bir betimleme...
ve namahreme açmamak saçlarının örgüsünü duyuramamak içindeki kadınsılığı ve sığınmak erkekliğine kalemin...
ne kadar inanmak istersin aşkın aşkına
odunda yanarsın kül olursunda her gün bir başka doğarsın gözlerinde
yüreğini kavrulan özlemin harıyla...
ve inanırsın ey aşk ...yak dersin yak ki hasret denizinde bir o kadar vuslatına susayayım...
peki aşk bu kadar içimizdeyken yönümüzü ona dönmemeye yeminliyken bile
nefs hakim olamayıp neden aciz kalırız hislere kapılır susarız aşkına aşık oluruz dile gelir isyanlarımız
aciz oluruz susarız ağlarız ve hasretin acısı ile aşka aşık oluruz...
öyle bir yürek acırki artık....
ne duvar dinler ne yanma...
aşka dilenirsin ki...
Yusuf yüzlüm mahım neredesin gecelerime doğ diye...
Nicelerine...
ve nicelerine....
şairem bilirmisin şiirlerin zamanı vardır...okunmak için...belkide bu şiir bugün okunmalıydı...bugün gönle düşüp
Yusuf'un atıldığı kuyuda ki ışık gibi parlaması için...
Gönül heybeme alarak şiiri benim oldu diyerek gidiyorum :))
epeydir böylesine içinde kendimi kaybettiğim bir şiir okumamış ve böylesine kendimi bırakıp yorum yazmamıştım
işyerinde olmasam buna daha çoook yazardım ama sayfada yer kalsın diye kestim :))
''yüreğinde aşk tutuşası kadın'' dedi dün çok sevdiğim genç ve güzel bir kız dünden beri gülümsüyorum buna tutuşsun tabi herkesin yüreğinde ki ilâhi olana kavuştursun (yani ona vesile olsun)
Ve şimdi sen Valla hakkını helâl et diyeyim ne diyeyim bilemedim çok emek vermişsin genç ve güzel bayan (öyle hissettim kesin öylesindir) Rabbim hepinize selâmeti bol olanı nasip etsin.
şiirin konusu diye bir başlık belirdi zihnimde, fiyort misali kıyıya vuran pasajları okudukça..
aslında şiirin konusu, ya da şairin dolanabileceği, etrafında gezinebileceği, emek sarfedebileceği sınırlar çokönceden belirlenmiştir.çünkü insanın her alanda olduğu gibi şiirde ve edebiyatta da, felsefede de bir geleneği vardır ve bu gelenek hayatımızın her alanına nüfuz eder. şiirimize de..aynı zamanda bu önceden belirlenmiş alanların nasıl işleneceği de ve hangi ilkelere göre sunulacağı da estetize edilmiş, prensiplere bağlanmıştır. istediği kadaradı değiştirilsin, dönüştürlsün durum budur.
geleneğe bağlılık esastır sanki edebiyatta. tüm yeilere ve yenilikçilere baktığımızda geçmişin o yadsınamaz kokusunu, tınısını buluruz ve fakat serbest şiirle, hatta dadaist şiirle birlikte kimi şairler o esasları, bağlı kalınması gereken unsurları göz ardı ederek doğrudan doğruya kendi gözlemlerini kendi unsurlarını oluşturarak bir sunumda bulunur. bu sunum bölünerek çoğalır ve edebiyata ve şiire namütenahi bir yol açar..
ne diyorum yahu..
hanım bekliyor, hastahaneye götürecek beni, dua edin...
Hatırladığım bir şey var. Uzun oldu. Çok zaman geçti üzerinden. Dejavu dedikleri şu şey, zihnimde fırtınalar kopuyor bâzen, yüreğim sıkışıyor.. Birileri bilmeden kâlbimin en içine tuz döşüyor sanki, bilmiyorlar.. Depremler hep bizimle mi gelirler, hiç mi göçmez tepeleri.. Hani yıldızları sönmez mi, ay küsmez güneş ölmez mi. Değil mi.. Öyle olsun, ağlanır dururum. Onun içûndur ki yutkunuyorum hâlâ. Kor bağrım. Unuturum. Deyip geçmeli, yoksa uzar ve o kelime sînemi yakar..
Şiiri çok beğendim, çok ne ki.. Hani hep dediğim var, evet! Sana âit. Senin sesin. Dün gece bir mübâdele esnâsında birileri dedi ki :
"aynı dili konuşuyoruz ama anlaşamıyoruz.."
Çünkü dedim:
"elektrik.."
Gülme. Kimse en kötüsü değildir Sevgili Savaşçı bir yorumunda *kötü yoktur sâdece daha iyiler vardır..demişti. O günden beri sürekli hatırlıyorum bu cümleyi. Geçmiş vakit, kelimeler aynı olmayabilir fakat mânâ bu. Yâni demem şu ki, bana iyi geliyor senin sesin. En çok da üslûbun. Bahârlara hayranızdır sorsan, adından eser yoktur kelâmımızda oysa. Hikmetler âbidesi âlem.. Bunun için teşekkür etmeliyim. Hakkını vermeli güzel niyetlerin, şeker gönüllerin.. Duvara duvara yanasım geliyor, yanmasam daha iyi..
"hazâna ermeden bahâr-ı ömrüm..bir muhabbetnâme yaz bana gönder..
hicrinle yanmıştır dayanmaz gönlüm, sitemli sözleri az bana gönder..
ben o'na âşığım, ey peri ruhsar... -iki nokta ..p..-.."
Kalem çoğu zaman merttir, erkekten ziyâde merttir, âdem'dir.. ve aşk'a aş eylediğimiz âdem iliğidir, bitip bitip dirilen bir sonsuz ömür.. Ne güzel değil mi:
"nerelerdesiniz ey Yusuftutanlar buradayız biz ateş redifli gazellerin bir’inde..."
buradayız demek ne güzeldir. Bir şiirde az önce "fıtratında ölüm yoktur.." demişti değerli bir kalem, bunun gibi. O gazellerin dinmeyecek seslerinde nefes alırız bir yerde..
Ve gideyim artık.. Sevmek sevendeyken güzel, sevildiğini de bilsin ama..
İyi ki varsın benim sağ yanım..
Selâm ile..
**Havin_** tarafından 5/21/2014 2:56:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Onu hiç tasa etme. Romanda iyiyimdir. Az önce ne oldu, tevâfuk ya. Dışarı çıktığımda kapıdan çiçekçi geçiyordu. Saksılı çiçekler. Bir fesleğen bir de çay çiçeği aldım. Ama saksılarla gitmem gereken yere kadar gitmek zorunda kaldım. Döndüğümde sokaktakiler de hep tanıdık ya başladım roman havası okumaya, çiçekçi kızdan tut pembe şalvara.. ;))
Biz senle şu aklımdaki yere gidelim ben oynayayım sen izle, bana eşlik de et derdim ama âhh Reyhânî'm, o olaydı tek tel olurduk :))
Sesim deme..üzülüyorum, iyi olacak, inşallah çok iyi olacak.. Ben de sana söz âyet-el kürsi okurum.. Yedi tâne ;)
Sevgimle can ablam, akşam yine söyleşiriz. Hiç sıkılmaz canın ;)
Sevgili Deniz,
Bir şey diyeceğim ama vallahi samimiyim, öyle ağza geldiği için değil.. O senin güzelliğin, güzel bakan güzel görür.. Ve ne güzeldir ki bunu ifâde edebilecek kadar da cömertsin.. Darısı herkeslerin başına ;)
Çay mı.. ve ağaçlar.. ve toprak ve kuşların sesi, beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar.. diye dememişler boşuna. Ben şimdi alıyorum çayımı, siz de alın zâten muhabbet şâhâne, çayın tadı bile farklı olacaktır..
:) Allah razı olsun:) urfa'da değilim:) ama o an urfa için ezan vaktiydi:) trakya civarından selam ile:)) belki birgün bir çınaraltına düşer gölgemiz..güzel insanlar varsa umut var:)
Bu arada güzel insan Deniz hanım eğer uzun zaman öyle olacaksa lafımız yok elbette ama gerçekten bende şimdi çok istedim ikinizi öyle çınar altında çay içerken izlemeyi (Urfa da çok sıcak dedi az önce teyze kızı)
**Havin_** ilk başta bana dün dediğin şeyi düşünüyorum (içime elbette düşsün inşallah)
sonra sana günde yedi kez İnşirah okuma sözü veriyorum (valla) sonra gülmedim ama şimdi sen güleceksin -ne dersin türkücü olayım ben ezgi özgün farketmez bir tek roman söylemem ha bide aşıksını söylemem - (gül tabi)
sonra ben diyorum ki böyle sesim az olunca elim susmuyor işte:)
Şiirler güzel ve yorumcular da güzel olunca..herşey katlanarak güzelleşiyor.. İnsan denen şeyin aslında güzel olduğunu (evet,doğru kötü yok sadece daha iyiler var..) bir kez daha anlıyor insan..
Uzun zamandır oturup kimseyle çay içmedim:) ve sanırım çooooooooooooook uzun bir zaman da böyle olacak.. Ama istedim yahu:) şu an oturup serin bir ağaç altında (mümkünse çınar altı olsun) her tür konfordan uzak bi çay bahçesinde:) sevgili Ebru hanımla olan hasbihalinizin arasına kaynak yaptım ama affola.. :) hep güzel kalın..güzel insanlar...
Namahreme duyurmadığımız sözlerimiz mi var dedin.. Evet.. Var. Kalbin şeriatı ne garip.. Artık sesim işitilebilecek bir ses değildir,dünyadaki herkes namahrem ise.. Artık şiir yazmak beyhudedir.. Şiir bana herşeyi söyledi..
Ne varsa eskilerde var..kadınlık,edeb,sır..erkeklik de tabii ki.. Hâsılı herşey.. Biz hiçbir şeyden anlamıyoruz vesselam:) belli ki bizden sonrakiler de bizden beter olacak.. Zamanı geriye döndürme şansım olaydı,saklardım göğsümdeki her sırrı..belki bir kıymeti olurdu:( dedim ya,cahiliz.. Valideye selam ile..
Bir gün köyde odasını düzeltiyorum daha yeniyim tabi o zamanlar neyse odasındaki kamutta (şifonyer) bir koku buldum anne kız bu ne dedim yıllanmış kokuların mı var senin ‘kaynatan oni Libya’dan getirmişidi her sene yilluk izne geldiği zaman kullaniyurdum evde kayunlarım var diyine sadece onunilan çay toplamaya gittuğum zaman o yüzden bak hâlâ var biz sizmiyik ki oyle herkeşlere her şeyleri bildirelum’ Şimdi bunu da söyledim -duyurdum- gördüğümde helâllik isteyeyim:) (uzanıyor işte böyle varda var )
Allahım kabul etsin ikindi vaktinde beni de katarsın inşaallah dualarına…