Ömürsüz Aşklar Öncesinde
ayrılığa mahkum
esiriz kavuşmağa azalıyor gece gece milyon yıldızdan birinin sönüşünü duyana uzundur ve oyunlara en uzak çocuğum hâlâ... ömürler çürür ömürsüz aşklar yeşertmek için kömür kokulu bir pusun soytarısı olmamalı şair... ve evler ki yalnızlığa meydan okurlar odalarında ölümden konuşmak ayıptır çamurlu sokaklarında yaşam yenilmez bir ordudur bir umutları paslanmaz kapılarının şair ağlayacak aşka ömürsüz aşklar öncesinde yarınını öğrenecek halkından... bizimle doğan rüzgarlar ihtiyarladı nasıl olduysa biz çocuk kaldık aşk içimize sığmadı acılarımızı saklayamadık seslerimiz karıştı birbirine yalnızlaştık... çocuksuluğun bir yılan gibi kıvranmıştı yanımda ama benimle değildin saçlarını koklamak istedim doyasıya öpmek yüzünün herhangi bir yerini sesin seni inkâr etti hayata dargın nefesin bana hep son kez bakar gibi baktın ama beni hiç sevmedin ilk kez sever gibi ve ben şimdi sevmiyorum sonları ve ilkleri ortasındayım bütün yalnızlıkların... kağan işçen... |