Öyle masum bir girdap büyütüyor işte ayakların git oğlu git deyişini hatırlıyorum arkamda ses ki makasla ayrılmış tohumundan ses ki omuzlarımda çok eski
tarla kuşlarını kim çağırdı soruyorum -bir aşk ki onlardan alınır haberi-
rüzgâr fısıltıya oturan yarayla meşgul geziniyor teninde akşamın
sardunyayla görüşüyor birileri birileri şehir anılarını döküyor nehre şımarık bir gün ışığı koşturuyor yapraklarda kulağını çekiyor yağmurun
dağlar tavaf ediyor kasabayı bir baş dönmesi ki sormayın saçı açık çatılarda
pamuk tarlasından toplandığını sanırken bulutların bir çocuk küfürle dalıyor maviye sen bilmesen de güvercinlerden soruluyor beyazın istikameti ama uçmak onların sırtında
sonra akşamı getiren kırık bir radyo ağzında bir gülüşü bölüşüyoruz aşk gibi nehirler emeklemeyi seviyor daha çok bizse suyu okşamayı koşarcasına
işte orada geceye yürüyor gündönümleri dilimizle karışıyoruz rengine sevişmenin
zenci bir yalnızlık olup nereye baksak bir çilingir çağırıyoruz aramıza
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Fısıltıya Oturan Yara şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Fısıltıya Oturan Yara şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
.