Dokunan
Arnavut kaldırımlı taş sokakta bir adam,
Düşünceler içinde kaybolmuş, sessiz yalnız, Rahatsız eden geçmiş, bekleyen bir intikam, Kifayetsiz hayalde tutuklu şüphe haksız, Suçlu ruhta yüreğe dokunan her şey arsız… Bir gülüş, süzülerek hüzne akan can suyu, Aldananlar treninde yolculuk ömür boyu, Geçen yıllar acıyı çeken dipsiz bir kuyu, Zorunlu ayrılıklar sevgiyi çalan hırsız, Suçlu ruhta yüreğe dokunan her şey arsız… Aman vermez gitmeye, dön der gibi her tehdit, Bitmeyen uzun yollar, karanlık köhne geçit, Vazgeçmek için çok geç, yakar çaksan bir kibrit, Karanlık gecelerde konuşmaz olan ağız, Suçlu ruhta yüreğe dokunan her şey arsız… Silinen her anıyla atılan kin tohumu, Filizlenip büyürken sulanmak ister kumu, Çapaladıkça açar çiçeği göz doyumu, Sürüklenir bilinmez yerlere itirazsız, Suçlu ruhta yüreğe dokunan her şey arsız… Yargılamadan hüküm sadece emri vaki, Kanatan gerçeklerle yüzleşmek zordur belki, İsyan edip ansızın verilen bir tepki, Sürüp giden hayatta ihtiyaç duygu farksız Suçlu ruhta yüreğe dokunan her şey arsız… |