DÜN GECE
Dün gece ;
Kendi düşlerimin sesini dinledim Yüreğimdeki kapı kirişimdeki ses "SEN" diyordu. Kulağımda hayal ettiğim ayak seslerin düşlerime basıyordu Sonra odamdaki duvarlar, senin yüzünü çiziyordu Bana haram kılınmış duvarlara bakamıyordum Uzatıp elimi dokunamıyordum Öylesine durup kendi odam da kendimi sürgüne yolluyordum. Sonra oturup Cemal Safi ’yi kendi sesinden dinliyordum Ama kıskanmıyordum Çünkü ben seni daha çok seviyordum Ve yutkunuyordum boğazım da düğümler Sonra odamda bana son helal kalan kokunu içime çekiyordum. Mahsumiyet Müzesine dönmüş odamda topluyordum, Her sarı saç telini kokluyordum. Her anını paha biçilmez bir parça gibi saklıyordum Aylardır kokun çıkmasın diye nevresimleri de yıkamıyordum. Bu hırçın ruhum gene düşlerimi eşeliyor Bu yüzden dün geceden önceki geceler gibi . Üşüyorum, açken doyuyor, gözlerim açık uyuyorum, Duvarların çizdiği yüzünü, harama kaçarak, izliyorum Cemal Safi’ yi kendi sesini dinlerken, aslında ben hep seni düşünüyorum. Dün gece; ben, diğer tüm geceler gibi odamda, sürgünde, hep seni düşlüyorum İşte dün gece de diğerler geceler gibi, sadece adı DÜN GECE.... |