Unutarak Adını
keman sesli mevsimlerle ağırladım
saçlarının en süzgün hallerini günahsız sitemsiz deniz akşamları kadar laciverttim gör diye bir böceğin bile hakkını vermeden uyumadığımı sevdana... çağcıl değer yargılarıyla savaştım beynamaz soytarılıktı kabullenmek müzik kutusuna benziyordu ağzın aslında ve aslında çıktığım isimsiz yolculuğun sözsüz şarkısıydın canlandın soluğumla... kirli gün batımlarında karanlık soğuk apartman hayaletleri mahalle aralarında anı anını tutmayan ilk akşam kederleri güvercinlerde çocuk mutluluklarıyla açılan her kapıda duracak gibi oluyor yüreğim hangi umutta kahve rengi gülüşün?... uzak seslerle eğleniyor korkularım çıplak gövdeli ağaçlara bile muhtacım kömür kokulu yoksunluklar yağlı saçlarımda ayaklarım götürmek istemiyor beni evime olmadığından emin olduğum tek yere... siyah bir titremek oluyor mevsimsiz gençliğimle demlediğim o derin şaşkınlık tutunduğum her dalgınlık ayrılık adına ölüm de olsa senin adına olsunlardaydım yaşadım senin adına kendi adıma ölüyorum ilk defa unutarak adını... kağan işçen... |