temmuz’dun sen güz sarısı avuçlarım(d)a dağılan nar hoyrat sonbaharın acıtarak taradığı saçlarıma, ılık nefesli rüzgâr kararsız bir ihtilâl ve ihanettin gururuna
ey çocuk ey inadına yaşamak bağışlayanım düşlerim rengarenk de değil ve kırık artık kirli sakalına uzanacağım merdivenlerim güneşi öptüğüm tenin uzak bir yıldız nereye yazılsa adım, ünlemsiz ve yapayalnız
hangi yana dönsem, aramızda "sevgi d u v a r ı (n)" hiç aşamayacağım...
....
ve bir şarkı çalar radyoda yağmurlu sonbahar akşamı ürperdiğini hissederim uzaklarda bir yerde sımsıkı sarılırım şalıma ısıtmak ister gibi üşüyen ellerini vurunca şahdamarından saatler yalnızlığı
ah içimin en masum yanı, ah benim günah/sızım gözünün yaşına kıyamadığım kendime değil
/saklındaki kederine yanarım/
varsın ayaz gecelerde yokluğun sürmelensin gözlerime buz tutmuş sabahlara aralayayım kirpiklerimi bil ki dudağının kıyısında çözülüp yüzünün çizgilerinde koşar mutlu çocukluğum ve yeni bir ben büyütürüm teninde (benim için üzülme)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"Sevgi Duvarı" şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
"Sevgi Duvarı" şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
temmuz’dun sen güz sarısı avuçlarım(d)a dağılan nar hoyrat sonbaharın acıtarak taradığı saçlarıma, ılık nefesli rüzgâr kararsız bir ihtilâl ve ihanettin gururuna
ey çocuk ey inadına yaşamak bağışlayanım düşlerim rengarenk de değil ve kırık artık kirli sakalına uzanacağım merdivenlerim güneşi öptüğüm tenin uzak bir yıldız nereye yazılsa adım, ünlemsiz ve yapayalnız
hangi yana dönsem, aramızda "sevgi d u v a r ı (n)" hiç aşamayacağım...
....
ve bir şarkı çalar radyoda yağmurlu sonbahar akşamı ürperdiğini hissederim uzaklarda bir yerde sımsıkı sarılırım şalıma ısıtmak ister gibi üşüyen ellerini vurunca şahdamarından saatler yalnızlığı
ah içimin en masum yanı, ah benim günah/sızım gözünün yaşına kıyamadığım kendime değil
/saklındaki kederine yanarım/
varsın ayaz gecelerde yokluğun sürmelensin gözlerime buz tutmuş sabahlara aralayayım kirpiklerimi bil ki dudağının kıyısında çözülüp yüzünün çizgilerinde koşar mutlu çocukluğum ve yeni bir ben büyütürüm teninde (benim için üzülme)
vakti gelir mi gelir tükenir mi gözlerin feri tükenir biten bir başlangıcın sokaklarında güz ağrıları kapılıp şehrin gizemine susasım geliyor koynumda mavi dalgalar
ve bir akşam eski bir şarkı çalar radyoda saçlarımızda kırağı
sonra muzip bir ifade kıvrılır yanağına (ya meşk düşer dilinden ya da küfür) yâd edersin "pasaklı kontes" dediğin o vicdansızı...
Duygulu bir yolculuktu güzel dizeleriniz okudukça güzel bir hazla alıp götürdü.. Değerli eserinizi güçlü kaleminizi içtenlikle kutlarım saygı ve selamlarımla mutlulukla..
Duygularım nasıl tarif edilir bilmem ancak sizin şiirleriniz beni çok etkiliyor Kaleminiz güzel şiirleriniz, yüreğinizin ve yaşanmışlıkların dışa vurumu gibi içten samimi ve riyasız kutlarım, Keyifle okudum kaleminize yüreğinize tebriklerim,
ve bir şarkı çalar radyoda yağmurlu sonbahar akşamı ürperdiğini hissederim uzaklarda bir yerde sımsıkı sarılırım şalıma ısıtmak ister gibi üşüyen ellerini vurunca şahdamarından saatler yalnızlığı
ah içimin en masum yanı, ah benim günah/sızım gözünün yaşına kıyamadığım kendime değil
/saklındaki kederine yanarım/
varsın ayaz gecelerde yokluğun sürmelensin gözlerime buz tutmuş sabahlara aralayayım kirpiklerimi bil ki dudağının kıyısında çözülüp yüzünün çizgilerinde koşar mutlu çocukluğum ve yeni bir ben büyütürüm teninde (benim için üzülme)
/o zindan karası gözlerinde gönüllü tutukluyum/
ve bir akşam eski bir şarkı çalar radyoda saçlarımızda kırağı
sonra muzip bir ifade kıvrılır yanağına (ya meşk düşer dilinden ya da küfür) yâd edersin "pasaklı kontes" dediğin o vicdansızı...
temmuz’dun sen
güz sarısı avuçlarım(d)a dağılan nar
hoyrat sonbaharın acıtarak taradığı saçlarıma, ılık nefesli rüzgâr
kararsız bir ihtilâl
ve ihanettin gururuna
ey çocuk
ey inadına yaşamak bağışlayanım
düşlerim rengarenk de değil
ve kırık artık
kirli sakalına uzanacağım merdivenlerim
güneşi öptüğüm tenin
uzak bir yıldız
nereye yazılsa adım, ünlemsiz
ve yapayalnız
hangi yana dönsem, aramızda "sevgi d u v a r ı (n)"
hiç aşamayacağım...
....
ve
bir şarkı çalar radyoda
yağmurlu sonbahar akşamı
ürperdiğini hissederim uzaklarda bir yerde
sımsıkı sarılırım şalıma ısıtmak ister gibi üşüyen ellerini
vurunca şahdamarından saatler yalnızlığı
ah içimin en masum yanı, ah benim günah/sızım
gözünün yaşına kıyamadığım
kendime değil
/saklındaki kederine yanarım/
varsın ayaz gecelerde yokluğun sürmelensin gözlerime
buz tutmuş sabahlara aralayayım kirpiklerimi
bil ki dudağının kıyısında çözülüp
yüzünün çizgilerinde koşar mutlu çocukluğum
ve yeni bir ben büyütürüm teninde
(benim için üzülme)
harika bir şiir okudum tebrikler saygılar.