Başlıkta yardımcı olan olursa sevinirim...
Leyla...
Leyl’i seyreyle sessizce. Semadan düşen , rengi solmuş , iffetı bozulmuş yıldızlardan dileme maşuğunu. Kırk yıllık fincanlarda çıkmaz çehresi yaş dolmuş Mecnun’un. Sineye düşürdüğün ateş sönmez , söndüremez asaya boyun eğen kızıl nehir. Dinmez feryadı, dindiremez hiç bir nefes. Filistinli çocukların feryatları yükseliyor bak arşa , Gazze’de solan güllere ağlıyor bülbüller. Sen terk-i diyar edip , başka kente göçmekten bahsediyorsun. Gözlerinin kustuğu ıslak vedaya hazır değil mabedim. Gitme ey Leyla. Gitme... Söylesene ey saki. Derde derman arayan meczubun halinden bilmez misin Dilinde tabiri yok mu rüyalarımın Rahman ve Rahim olanın izniyle söylesen. Leyla’ya çıkan yolu yoluma iliklesen. Ne sarayına sultan olayım , ne vezirine kaftan Gölgesine razıyım. Nerededir benim nazanım.. Tüm bâdeler senin olsun Yare meylli dudaklarım Bir elif miktarı gülüşüne ömrümün baharlarından harcarım Dinle şimdi ey saki Kaldırımlardan sürüklenen gazellere döndü hayatım Yûsuf misali Züleyhâ’nın narındayım Bozguna uğramış sanki suskunluğum Ayn-ül Hayatta zâhiri olana kanmaktayım Münferid bırakan naçar eyleyen Leylayadır sitemim. Gözlerim geçmişe dönük özlemlere konuşur Kalem kelamında niyaz eder gül yanaklı yare Yok ki onsuz geçen günlere çare. Hadi dön Leyla Dön hasretinle karalar bağlayan helaline Cenneti sensiz cehennem eyleme Leyl’i seyr edelim sessizce. Gülelim semadan savrulan yıldızların haline... |