SOĞUK SULARIN KIYISINDA
…./yasak avcılar, sessizce açılmışlar denize…
trol nöbet yerlerini devretmiş olmalı ki, dinamit fitillerine yakamozlar bile nasıl kaçmaya başladı, en yakın sahillere sular, birdenbire felaket soğudu. dolunay saklanırken ölü cenin gibi, karanlığın heybesine ışık-ışık toplamaya başladım yakamozları, üşümesinler diye. …./ağlar çekilmiş, başlamış dinamitler patlamaya… her balık önce kütükten silinir, sonra bölünür bin parçaya her parçadan binlerce ağıt kalır, henüz doğmamış olanlara ve derinlerde, çok derin bir uğultu. kim derse ki, balıklarda yoktur hafıza ve duygu, hiç inanma onların döktüğü gözyaşıdır sebep, denizlerin tuzlu olmasına. …./oysa biz bu sahilde, ay ışığında sevişecektik seninle… yani taç yapacaktım yıldızlardan, ayrı-ayrı saçının her teline ama şimdi ne yıldızlar ne de dolunay, hiçbiri yok yerli yerinde gece, insafsız bir katliam gibi vurdu. sadece sahilden topladığım, kaçak yakamozlar var ellerimde istersen, saçına onları dökerim canımın içi, aydınlıklar yerine. …./ama şimdi, kıyılardan kaçalım, nehir yataklarına… ve kağıt kayıklar gibi, yalancı hedefler gönderelim avcılara ya da yapraksız bir söğüt dalı ya da bir kibrit çöpü mesela ki dönsün bakışları başka yöne doğru. suları soğutanları eğer soğutup, donduramazsak o sularda gördüklerimiz değil göremediklerimiz, kıyametimiz olur yoksa. …./… sanki korkulu bir rüyanın içindeyim, neler söylüyorum böyle oysa biz bu sahilde bu gece, sevişmeyecek miydik seninle… offf…,kampanalar çalmaya başladı..,saat kaç oldu. . . . . . Cevat Çeştepe |
aydınlıklar yerine.
Sevgilerimle.Yine harikaydı...