17
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
1775
Okunma

...
Aynı teranedir zaman
Sadece sahne ve kostümler farklı
Bir de kulağımızdaki tını
Şimdi çığlık çığlığa haykıran her gece
Alnımıza karışlıyor aynalardan insafsızca kırışıklığı
Demem o ki; vakit tamam
Yaz masalını...
...
Kristal bir merdiven sanırdım
Denizden yıldızlara göz kırpan yakamozları
Gündüzlere garezdir
Çünkü en çok geceyle sevişmeye alışıktır ay ışığı
Şimdi ayakkabılarımı eskittiğim sokaklardan topluyorum
Barbara Cartland’ın yırtılmış roman sayfalarını
Ve bol keseden dağıttığım buluğ çağı
depresyonlarımı
-Saraydan kız kaçırmak kolay mı
Yahut krala aşık olmak
Cehennemin ortasında... Cayır/cayır yanan bir kentte
İstanbul kadar esmer bir şehirde seni sevmek
(Ki alnımızda kara yaz(g)ıyla doğmuştuk biz hiçbir kente sığmayacak nişanemizle)
Ezberimdeki tüm ihanetleri reddetmek ve
Aşka ihanet belki de.
Çöp konteynerleri Stephen King romanlarını aratmaz bu şehirde
Parça tesirli kelimeler biriktirir
Sokak itleri bu yüzden karıştırmaz
Bu yüzdendir ki saçılan şarapneller masumlar kadar
Kimsenin canını yakmaz
Ben inkâr etmedim sonu mutlu biten masalları
Cüceler senaryolarıyla oynadılar
Melekler de korumasa zor bela sığındığımız atlasımızı
Düşlerimize de kibrit çakacaklar
Göğe dayadım merdiveni sevgili
En aklı başımda halimle
Tökezlersem düşeceğim noktadayım
Ver elini
Kalan basamakları çıkarken
Bana içinde yalan olmayan en doğru masalı anlat..
de_soulmate
ikibindokuz&ikibinonbir