MARTILARIN CENAZE TÖRENİI. atmosferi yetersiz çıldırmış zamanlarda dünyada hiç olmamış kırmızı bir yörüngeydik ılık ılık diş geçirdik gerçeklere sihirli bir küreden belirlenirken dirilme vaktimiz (şuurumuz hain bir saldırı altında iken ) "kem gözleri şişleyen kurşun dökücü gibi keskin ve tütsülendi izlerimiz" II. güllerin yegane dikenleri vardı bu hikayede bir de az öpülmüş dudak kıvrımlarımız tamburlar bozardı sevişlerimizi en olmadık yerinde odanın namusunu iğfal ederdi çığlıklar üç heceyi bölüşürdük şiir kardeşlerimizle biz hiç yaşamamışta olabilirdik parmaklarımızdaki nikotin kokusu/suçunu itiraf etmese son notada takılmasa melodimiz ve bas bir ağırlık çökmese alacasına şafağın çarşafları birileri toplardı elbet/nedendi bu telaşımız ya da her ısırdığında neden korktuk bu kadar kara gözlü böceklerden ah belkide beyaz duvarlara yansıyan koca bir slayttık eskitilmişti yüz kaslarımız, gülmeyi unutmanın ardından çağ dışı yalnızlığa oynattılar kozlarımızı saçlarımızdan bombalandık ya yapa yalnızlığımız vardı artık yoksa bekaretimiz mi yitmişti yekpare bir aşk-ı hummada tümden eğrelmişti omurgalarımız ve tüme varım yine sevgisizlikti III. sen yoktun dönecekmişim gibi gitmek istedim önlerinden kaldırım yüzlü çocuklar gözlerinden su dökerken şarapçılara ucuz şarap parası bile vermeksizin son durakta bir resim çektirip belki sadece yularsız bir atı şahlandırmak istedim yeniden .... ve yetişmek martıların cenaze törenine heybeli’den.. Çiğdem Parlayüksel |
yapa yalnızlığımız vardı artık
yoksa bekaretimiz mi yitmişti yekpare bir aşk-ı hummada
tümden eğrelmişti omurgalarımız
ve
tüme varım yine sevgisizlikti
III.
sen yoktun
dönecekmişim gibi gitmek istedim önlerinden
kaldırım yüzlü çocuklar gözlerinden su dökerken
şarapçılara ucuz şarap parası bile vermeksizin
son durakta bir resim çektirip belki sadece
yularsız bir atı şahlandırmak istedim yeniden
....
ve yetişmek martıların cenaze törenine
heybeli’den..
degısık duygularla yazılmıs bır sıır okudum guzel sayfanızda tebrıklerımı ve saygılarımı sunuyorum