Altın Ninenin yağmurlarıyapışkan ahenksizliğinde kimsenin düzeltmeye kalkmadığı kırık kalpler şehrinde yaşam daimi bir telaş içinde yalnızlıklarını saklama çabasıyla birbirine sokuluyor insanlar beyhude enerji kaybındansa tadını çıkarmalı bu anın herkes gibi kıpırtısızlığında kayıtsızlığın harekata geçti gök ana başlar birazdan var gücüyle rahmetini saçmaya bezginlikle boğuşan hüzün dolu insanlar kaçacak delik arayacaklar her yağmur damlasında gelir Altın nine aklıma kozalakların yayıldığı kızıl çamın dibinde başında yazması elinde oyası durduk yere basardı nasihatı ne kaçarsın a kızım yağan rahmetdir kaçılmaz bir gün balgamını saçarsa kırk sabunla yıkasan çıkmaz şükredesin gökten düşene verir hakedileni sahibine tükürürse yukarıdan vardır elbet bir bildiği aç gözünü iyi bak kokuşmuş cerahattir yerdeki sakınasın gözünü güzel bir kurt gözünden güzel bir göz uğruna kurban oldu Altın ninen vakit kalmadı söylemeye rahmetli oldu Altın nine yağmur gibiymiş ninem hüzün de yokmuş başladımı çoğu azı balgam dediğin bu olmalı bana ilişmesin dedikçe insanlar yapışıyor dört bir koldan kaçacak delikler tıkandı gark olduk dibine kadar sakın, dediğin kurtlar artık demode oldular kurt postuna büründü şimdi bütün çakallar Blackless |
Hep yağmalı.
Meleklerin göz yaşları onlar,
Bazende gök ananın tükrüğü.
kalemine sağlık.