Yıkıldı Duvarlar ...venereye indireceğiz artık gökyüzünden bulutlarda eriyen uçamayan kuşları! yoksul bir çocukluktan yapmıştık kanatlarını düşsel oyunlardan,yan yana dizilen taşlardan kavak değneklerinden kılıçlarla ,yeryüzünde tükürmeden gözyaşına ,küçük küçük ellerle bir değirmenden havalanırdı kuşlar,mısır kümelerinden güneşli kirazlardan ,saydam erikten;dimdik orduydu ayaklarımız çıtırdayan dalda ninelerimizin türküsü devinirdi dilimizde bir yerde durmazdı uçmak,uçmak,uçmak! havalanırdı gülümsemek .. duvarı kuruyorduk yine de kendi yalnızlığımızı uçulamayacak yer minderinde seyrediyorlardı tavan arası kuş gözü pencereden ve ay dönüyordu sırtını ışıklı hanelere heey kuş !soruyorum : uçtuğun gökte misin? indiğin yerde...mi_sin? nerde soluyorsun ismimi? bütün nineler öldü ,kemik dedeler işte görüntü dünya ,pamuk ipliği,has ses işte sus pus kanatları düşürdüler ofları yıkıldı duvarlar ve..özgürlük hapiste !.. 19 2 1997 |
güneşli kirazlardan ,saydam erikten;dimdik
Bu iki dizeyi aldım şairemiz...
Güneşli kiraz dallarına konardı, Mısır'ın yeşil gözlü kuşları ...
Şiir başlı başına çok güzel, beni çok derin anılarıma attınız dost biliyormusunuz..?
Beğeni ile okudum, okur kendinden bir şeyler bulmak ister ve bulduğunda bitmesini istemez ki mısraların...
Sevgiyle...