SEYİR
İstasyon cücelerine, taşra devlerine…
bu şehir taşıyamaz artık seni seyir defterin şahidindir, kaldırımlar zor gelir sana artık dışarı sarkılması yasak, bir tren penceresi idi çocukluğun tarifi uygundur düşsün zabıtlara… ne anlatırdı sana şimşekler çakarken anımsa onları, bir yüz çiz anlattıkları ile haykırış gibi bir yüz, atlıkarıncada durulsun… gelip girsin düşlerine, yolun yarısını geçmişsindir artık son durağa yaklaşıyorsun son noktayı koymana, bir tek o tanık ne acayip bir seyirdi hayat ne istasyonlar vardı, senle güzel… her istasyonda bir anın vardır uzak kent kadınlarına ait seyrin bitiği bu yerde, inilecek istasyon yok geçip gidersin umarsızca ve her istasyonda elinde bir horoz şekeri annesini elinden tutan her çocukta sen varsın ve sonrası seyir… Kubilay Yıldız |
Açık denizlerde mercan avına çıkmışken, delice bir rüzgarın peşinde bu ıssız adada karaya oturan gemide benden geriye kalanları yazıyorum şimdi. Bir ben, bir ben, bir de biz...
...........Buyrun işte neler yazdırdınız ban. Kutlarım yüreğinizi.