Bellibelli titreyeceğiz bir katında göğün bilinçsiz dillerimizi gördükçe ya da durağan ellerimizi korkak yüreklerimizi ve nelere el çırptığımızı /yan odada gerçekleşirken doğum/ ölümden daha yüzsüz hiçbir yere bakmayan gözlerle inip inip çıkacağız gerçek terazisine fırsat bulur muyuz bağırmaya var gücümüzle buradayız diye suyu çalan bizim ellerimiz toprağı çatlatan /taştan yüksek evlerimiz/ hep aynı yöne bakan bakışlarımızı görünce belli irkileceğiz kimbilir kaçıncı katında göğün hesaplarımız yanlış çıkacak ne’lere ağladığımız ve ne’lere yaklaştığımız çürük bir kütük gibi dağılacak aklımız nerede hayata ayak basmadık nerede durduk oynadık sevmez olur muyuz güneşi 15 9 2007 |