Yarım Bardak ÇaylarEylül’dü ben böyle dokundum suya ve O’na Masmavi duran çocuklar gibi onlara dokunan acılar gibi Ağ atan o balıkçıyı o gözlerini yıkılıp duran şehirlerden Çayını yarım bırak. Beni yarım bırak. Her şeyi yarım bırak. Böyle dokundum ağlamaklı korkak bir güvercin ve ısrarla aldığım her nefes gibi… Ve ölüm Gecenin ortasında kaldığım, sustuğum o günkü soğuk... Bunu O söyledi: Gidersem… Üşür müsün? Yol yorgunu bir düş yanımızda Gözlerim… Bu yalan. Tuttuğumuz... Ellerimiz... Hiç unutmadım işte sabahları korkuyla uyanan o çocukları Çünkü martı seslerini de ve senin ayak seslerini de Ve yarım bardak çayları şimdi biz de susalım İki uyumuş kıyıyı ve denize açılan vapurları... -Durup durup saçlarına yapışan bu mavi şehirden Ve ömrüne karışan bu acılarımdan kurtul - Eylül’dü, işte ben böyle dokundum O’na Simsiyah bakan çocuklar, kurumuş bir yaprağın sesi gibi. |