Bir masal balığıbir masal balığı gibi sıçrıyorum havaya üzerimde kralın okları ben neyim sümüklü böceğin salyası ülkenin bütün ağaçlarında ışıl ışıl ayıp bir sözcük müyüm ağıza el gerilerek fısıltılarla yayılıyorum alaycı betimlemelerle yineliyorlar _yaşamayı bilmeyen halk biri göz önündeyim kapı önü taşı iniş ve çıkış yasak güller gülücükler ülkesi çatlayıncaya dek gül vurulan balık gün olur acıdan yarılır taş merhem diye yüreğe basılan bir gün vurmak öz be öz kendini tavada kızarmadan hadi dışarı çıkın bir yüz daha satın alın yudumlayın içkinizi ölümümüze kadeh kaldırın bir değil ölüm ölmeye alışığız bir yıl,iki yıl,üç yıl dört,beş,altı yıl dirilmeyi de biliriz çalkalandıkça deniz aldırmayız tepemize çakılan kazığa vururuz güneş rengi kıyılara sayılara bölemeyeceğiniz kum tanecikleri bir masal balığı giriyorum yerin dibine hiç bir musluktan su akmıyor su devin karnında devin karnında masallar saray giysileri içinde kadınlar istanbul sefaları kayıklar ,nağmeler devin karnında gülüyor bazıları vız geliyor savaşa on kala ağlayanlar 2 10 1990 Değişen bir şey yok |
sağlıcakla