yalnızlığın zehriyle yıkanır kadınlar öyle yüz üstü uzanırlar matemin kalın uçlu kurnasına
dilinde akrep taşıyan mahallerdir aslında iğnesini kalbinde kızdıran kadınlar iki zarif patlama gibidirler kendilerine patlarlar önce sonra papatya sesine öykünür tırnakları
minik bir penguen sırtına batmış hançerin ağzıdır bir kadının paslanmış yüreği önce kendine sonra aşka saplanır dilindeki yarayla keserler bunca yılın kesemediğini
dudaklarında Van Gogh intiharıdır sonunda ’git’ olan ünlü küfür söyleşir ve söylenir bunca ima’nın söyleyemediğine gözlerin ortalık yerinde başlarken retoriğin salsası dudaklar kokuşup aşklar ölür batağı olur bir kadının küfür
susarım Gotik bir fahişenin yaldızlı kemeriyle bir yerlerime bir kaç sütun batırıp
içimde kaç Rönesans acır sarılırım kalbimdeki heykelin s/ağrısına...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hüzün Bir Kıyamet/ Retoriğin Salsası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hüzün Bir Kıyamet/ Retoriğin Salsası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.