İstanbul İçin Efkar Vakti
İstanbul için efkâr vakti...
Anılar canlanır Şiirler yazılır Kalemler kırılır Dertli bir sigara yakılır, hüzünlerin adasına Beklenirken kalabalık iskelelerde yorgun vapurlar İşportacı sesleriyle birlikte gökyüzünde kanat çırpar martılar Hala tavşankanı çaylar demlenir kahvelerinde ve en güzel sohbetler orada başlar Gidenler hatırlanır... Gelenler anlatılır... Şöhret adımları atılır bilinmez hayallere Kimi sevdalı, kimi yaralı… Herkes kendi sahnesinde oynar oyunların en sahtesini Ve herkes en gerçek senaryolarıyla yalandan roller üstlenir İlk önce tren garlarında tazelenir umutların en yücesi Sonra bir otobüs terminalinde uğurlanır mutluluğun adresi Bir kelebek ömrüne özenilir en yaslı zamanlarda Hiç beklenmedik anda yaşama sevinci doğar Güneş ülkesindeki aydınlıklara… İstanbul için efkâr vakti... Anılar canlanır Türküler yakılır Kalpler kırılır Dertli bir sigara yakılır, vefasızlıklara Hep bir ah çekilir nefesin tükettiği yarınlara Kelime oyunlarında aranır sevgililerin en bahtiyarı Ve yine kelime oyunlarında kapatılır mutluluğun kapısı İstanbul için efkâr vakti… Geceler hep dört gözle beklenir, bu şehirde Karanlık bulutlar çökünce şehrin üstüne Bir bıçak darbesi gibi kanayıp durur pişmanlıklar Bu şehir hep bir keşkedir… Keşkeler hep bu şehirde sessiz bir çığlık olup inançlarını yitirir Ne yaptığını bilmez insanları... Gülerken ağlatır bu şehir Ağlatırken güldürür İnsanları Daha bir düşkündür nefsine Herkes haklıdır kendince Ve yine herkes… Yalnızlığın getirdiği bir cinnettir Herkesin ağzı var Herkesin güvendiği kiralık adamlar Satılık aşkları vardır üç kuruşa sattıkları Yalanları vardır kimsenin inanmadıkları Dostları vardır sırtından vurdukları Burası şehr-i İstanbul Hayallerin başkenti Umut ettikçe yaşayan Yaşadıkça kaçan Anlamlarını yitiren hep yabancıdır… bu şehre Mehmet Emin Karademir |