Öteki Kıyı03:30_kıyı arkası sırlı damlalardan yüzünün gevrekliğine inen yol uzayan incelen ben seni ararım her şırıltıda, her yosunlu kaya dibinde sabırla düğümlü dirim adım adım çözülür asla ve imkansız eşittir sona ve sana şaşmamalı bir sağnaktan söz çıkmamasına derim bir şey daha derim deniz bulanmaz çünkü ulanır su ulanan hiç bir şey acımaz... 03:45_kıyı aslen kendinli misin sen ey tarih çamurdan yapılmış kim durduk yere kanasın suya senden bana sağılan giz eskil bir ırmak mıdır ilmeği kaçmış her gece yarısı iğnelenmiş gibi zıplayıp yeniden yeniden ördüğümüz dil de öyle ne arar benim çöl rüzgarı sesim yokuşlarda hem ayrımsanmamış imgelem öldürür kendini anlaşılmadığı kadar ben ölür... 04:07_kıyı sustuk... ateş gibi içini yakarak kapatılmış bir kitap kadar sustuk tüm yorumlar buz gibi kara cilt hiç bir oltadan düş çıkaramam sana çocuk soğumuş dudaklar imla bilmez sen o’sun işte dişleyip dişleyip ateşe tükürdüğüm karo kızı anlamadığım, ben sende ne arıyorum... 04:25_kıyı ve yıkılmış kum kaleleri sözün anımsamak gelmiyor içimden öteyi öte bir uzaklık mıdır ya da hangimiz ötede sen uzadıkça ne eksilir? su eksilir ortamızdan üstü çizilmiş şiirlerden sızan soluksuz güller ben işte ulu orta kırmızıda kılıç kesiği ve biraz el yazısıyla büyük susmuş cesetler her gece yarısı inip kendi başıma küflenmiş adımı üflerim kayalardan... Ünal YİĞİT____İstanbul_Ağustos 2011 |