Otopsi I
soylu bir aşk suretinde indi ölüm yüzüme
ben suskun duvarların ümmi’si adımı bilmiyorum bir kadın tanıdım kendine bile oynayan hiç kendi olmamış ıslak duvara gemiler yapardı ellerinden ve bir damla suda boğardı dalgın kaptanı saat karanfile fırtına var bir şey daha var sanki günlerden hiç bir gün ve ben hiç bir yerdeyimde boynumu unuttuğum uzaklara ağlıyorumdur şu güz bir bitseydi ah bitseydi kavmimin hatıratı gibi açılan her pencerede kül tarihiyle baş döndüren sözcükler herşeye vakıf, bakarı emziriyor sol göğsümden kırılan bir ağıdın dudağına yüzyıl ötesi sarılan ırmakları kim yetişebilir zamana aşktan daha hızlı değilse sözü tutup herkesi yitirdiğim yerde ben ateş kavminin son eri koşar adım, adımı bilmiyorum şuranın burasında yüzü parmakları arasında yaslı bilge silen oldukça yazacağım diyor hala kuşları dallara ağır bir yeşil havası içinde ularda ular akşamı benmişim senmişsin çıplak bir ise sinen koku ya umut balkona asılıdır güneşleri onun dört mevsim ve bir ana dilde severken yırtılır gülüşü ortadan böyle bir resme çizersen yüzünü tam ardına beni çiz ve tam ardıma uçurumları çiz isterim benmişim senmişsin her yere biraz yanlış tekrarlayan bir intiharın sözgelimi nedenselliğine yanlış bir şiir... 03.10.2011__İstanbul___Ünal Yiğit |