Orta Doğu'luben suları bir kimlik gibi gezdirdim yitik camekanlarda tüccarı değildim fakat özbe öz oğluydum tersine akar ırmağın yani her çocuk merdivenleri tırmanamaz yaşam deyip adına çün bir yanıtsız gül kasırganın ağzına kül tarihiyle sokulurken kanla çizilmiş sokaklar hep bir duvarla noktalar incelen sesini ben hep aynı sayfaya yazdım kendimi çok ağladım ertesi belki bir imge ayini ırık kalmış pencere artlarında sessiz arınan kusarak dikine isyanı ve kutsayıp yurtsuzluktan öksüzlüğümü birazdan biter bu güzde ve bakarsın kınından sıyrılır çiçeğe kimi yokuş diyerek hala nasılda yaşıyorum o an boynumda bir kement gıcırtıyla bükülürken ben yaşama küflü bir çakıyla çizdim dişleri sızlayan gülüşümü karanlıktan geliyordu şunun bunun içinde ulu kimsesizliğiyle umut her suretimde bu derviş makamı ne arıyorum duru bir aşkı dercesine saatini uçurumlara ayarlamış şimdi bir serçenin adını tekrarlıyoruz kendimizde ve zaman birazdan çalacak tüm zilleri dallardan silinsin diye mavi kanatların ki ben ne zaman şiir desem ateşe yön veriyorumdur yüce bir dorukta ve ey dünü ağır ağır soyunan ironik felsefesi sonuçsuz güllerin dedim ya her çocuğa göre değildir bir ucu karanlıkta giden dallara tünemek burada çoğu kez tekrarlanır ölümün yontusu kendi gövdende ve bir gelin yıldız ekerken tarlaya sütüne kanlı bir kılıçla dokunur örümcekler... yirmidokuz eylül__istanbul__Ünal Yiğit |
karanlıktan geliyordu şunun bunun içinde ulu kimsesizliğiyle umut
her suretimde bu derviş makamı ne arıyorum duru bir aşkı dercesine
saatini uçurumlara ayarlamış şimdi bir serçenin adını tekrarlıyoruz kendimizde
ve zaman birazdan çalacak tüm zilleri dallardan silinsin diye mavi kanatların
Güzeldi şiiriniz. Tebrik ediyorum.
Saygı ve selamlarımla.