Yangındaki Güllerhüzünlü şiirler biriktiriyorum karanlığa bıraktığın sesimde yazmaya hazırım uçurumlarda intiharın italik güncesini her yanıtlanmamış soru için bir adım daha atarken boşluğa geride kalan kil sessizliğimde boğuyor kendi nefesini yaşamak diyordu birileri, üstü çizilmiş bir ülkeye benziyor usandım anlıyor musun koşup kaçırmaktan yangındaki gülleri hangi şiirde uyansam güneşi unutulmuş sabahtayım ve yalnız adımla başlıyorum sokaklara yürümeye göz kapaklarıma bir nehri düğümlüyor kokusu çalınmış hayat hayat nedir ki ? yalnızlığın mevzisinden nişan aldığım yorumsuz karadelik unutuyorum öldüğümü sesimin yankısını bulmak için aradığım her yere yoldaş kuşlarda gidiyor kayıp yürek atışlarıyla ve çok öpülmüş dudağında arabesk bir hüznü biriktiriyor kentler az çok delisiyim buraların yasak bir ıslığa dadanmış cumartesileri ah cumartesileri söylence günüdür şairlerin, boyun eğmemiş şairlerin sözün öz oğludur kalbini yakamozla onuşturan deniz ve kendi kanının sıcaklığına banar gülü oldurmak için gözü kapalı duyarlılık yordamsız işgallerle dişler ömrümüzü gücümüz yetmez gücümüz yetmezde mor mor düşler dizeriz göklere kirli bir el yazısıdır satır satır ömrümüze iliştirilen nereye gitsek yangınımızda gider, kavranmış güllerde... ağustos 2011 istanbul_Ünal Yiğit |