Bir Martı Denizi TerkediyorBir martı bir denizi terkediyor yanıtlanmamış tüm sorular adına verilmiş sonra çok unutulmuş sözler adına bir defter nasılda böyle kolayca kapanıyor söylenmiş kelimelere mezar olarak adımı unutuyorum şehrin vedaya açık alanlarında sesim çoktan yaralı bir nehir diyorlar hatırlamıyorum ayrılık ikimizin suya döktüğü boncuklar olarak kalmadı bütün aynalarda yüzüme kapanan bir el oldu ve çoğu kez kendini gören bir ölüydüm ben bilhassa sabahları ah sabahları bir martı bir denizi terkediyor sabahları durmadan çocuk oluyorum yıkılmış duvarların altına durmadan sokağı yanlış çiziyor kalemler vede yağmuru vede denizi kimsenin ama hiç kimsenin görmediği bir yere soğuk bir imgeyle boydan boya kuşatılıyor kağıtlar sakıncalı şarkılar gibi dilimizi kaçırdığımızda aşktan belki akşam olmadan yeniden karşılaşacağımız sicili temiz kalmış bir köşe belirir bu resimde diye bildiğim tüm dilleri unutup koşuyorum gittiğim her yere külümde dökülüyor bıktım tembelliğiyle toprağa sokulmuş bir gül gibi iğneledim avuçlarıma yerleşik hayata geçirmek umuduyla aşkı beni kim anlar ve neyle anlar bir susku kıyısında zor şiirler yazıyorken kanlı bıçaklardan korunan çılgınlığıyla bozkırın ip nerede kopar bir mevsimin değişmediğinde kopar düğüm atsan ne çıkar ırmaklara hem salt değil artık su ikimizde dalga değiliz suyu kırıp göğe bansak bir martı bir denizi terkediyor omzumdan akşam akşam yeşiller akıyor karanlığa... eylül __İstanbul__Ünal Yiğit |