uyanırım tek başıma çift kişilik rüyalarla hiç değen olmasa da kapı koluna boş yanı çökmüştür yatağın nasılsa! çökmüşsündür üzerime akşam karanlığı benzeri ama yoksundur bilirim dün sabahki gibi...
öğle...
buruşur yüzümün ilenci yosma kaldırımlar gibi hesapsız çiğnenir içim yalancı görünür mitralyözle kutsanır aşk inancımın kıvancı ve bu zamanlardan kalmadır ağır imgelerle sövme ritüellerim uzun harflerle tararken kendimi kırmızı bir karanfil olur elimde kanatırım, kalem niyetine düşürürsün ne varsa içinde ve haykırım, sana kızarak kendime
yoruyorum evet yoruyorum seni...
ikindi...
sevdanın damıtılmış kumpaslı tarifi olursun sevdanın günü geçmiş konserveler yaparım senden geçmiş güne ağzı bantlı geçmiş olsun türküler söylerim yolarım saçlarını yüzüne bakmadan _kızgınım ya , minyatür kale gibi görünmelisin gözüme- yörüngen dönüşür gidebildiğin yere ordövr’ümde ölü kırlangıçlar olur canlı solucanlardan tesbih yaparım kendime
-inanmam işte leyleklerin bir insanı taşıyabileciğine
akşam...
sonra kıyamet - u y u m a hazırlığı- ve kıstırmak bir gece daha yalnızlığı ölgün suflelerle ve öldüğünü bile bile! -kim dediyse ayrılık için; Y ü r ü y e n Ö l ü m müteşekkirim-
ışıklar söner ve sırtüstü devrilirim ve açsam gözlerimi tavandasındır yine eminim! unuturum; kime kızgınım ben, kimeydi kinim!
gül kokulu lokumlar değer dudaklarıma saçlarının baharına eşlik ederim avuçlarımla muzipliklerime konar güvercinler hep hatırlarım unuttuklarımı teker, teker!
imkan/sızı oynarsın sanki tatlı bir histir bu ve en güzel bu yüzünlesindir artık bir yaşamın bin bölümüsündür! hele altı numara güldüğünde! artık sen yaşamalısındır ben ölümlüyümdür...
işte o vakit keskin ve soluksuz bir ziyafetteyimdir sisten kurtulup bir mercan ya da fangri olursun tabağıma kurulup üstelik de iste buğudur ve dökersin kendini iliklerime gülümsersin yirmidört ayar otuziki tekmil çıt çıkmaz bir sessizlik hakim olur havaya bir bereket sokulur sanki kaşlarının arasına çözülür dilimin aynası ve kondururum alnının yazıldığım yanına usulca...
işte bu işte budur!..
seni seviyorum ve kabul milyonuncu kere sen dayanılmaz bir felaketsin
işte bir günah daha sadece! dü(i)şlerimin arasına sokulan bir afet-i tebessümün arka sokaklarından arta kalan! ben seni ilmek ilmek cennete yollarken sen beni günah keçisi ettin! çünkü; adın bile yatsa yanımda
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Seni Nasıl Severdim (2) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Seni Nasıl Severdim (2) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
seni seviyorum ve kabul milyonuncu kere sen dayanılmaz bir felaketsin
işte bir günah daha sadece! dü(i)şlerimin arasına sokulan bir afet-i tebessümün arka sokaklarından arta kalan! ben seni ilmek ilmek cennete yollarken sen beni günah keçisi ettin! çünkü; adın bile yatsa yanımda
tüm dünya benim oluyor bir sürelik!
tanrı beni affetsin!..
Güzel bir şiirdi. Tebrik ediyorum. Saygı ve selamlarımla.
sayfayı kendimi çoğu kez yormasam da
içimden geldiği gibi yazmak isterim sizin gibi
sağlıcakla