Oyun Dışı Çocuklarorta doğu da ay ışığıyla körebe oynayan çocuk ne bilir akdenizin güneşini ya da kaç düşü düşe ulayarak hem köprüsü hemde yolcusu olabilir mavinin yorumlanmamış bir kayadan yontulmuştur benim ellerim toprağa sevdalı bir su kıyısı arar durur hep yankısı çalınmamış şırıltlara umarı köpük köpük ve anlar ki aşk yüreği balçıkla sıvanmış sayrılı bir çocuktan çok uzakta açar sen görmüşsündür martıların çığlık çığlık çizgilerle dalga boylarına el edişini az çok anlaşılırsın kalabalık ağızlarda tanındık bir dildedir gülmen, ağlaman ben büyürüm kutsal çarşılarda hep olmaya zorlandığım ezberlenmiş rollere hala akrepli gecelerin korkusuyla bölünür damlara serilmiş yataklarda uykularım bu benim korktuğum değil aslında yokoğlu yok olduğumdur bir atlasın coğrafyasında şimdi nasıl erince bulaşsın akşam üstleri yaramı yoklayıp göğe saldığım türküler suçum yok biliyorum mutluluk çok uzak ve her deli düş kursada oyun dışı aşkta artık isteme benden Artemis in bakireliği anısından dem vurup şaraba kesilmemi ve hiç sorma dudakları kendi cinnetinden çatlamış bir çocuğa çıldırasıya sevişmeleri sen enine boyuna mavi enine boyuna aşka erilmiş, duyulmuş, anlaşılmış çizgi kanaması tutmuş bir ozan sancılı bir ıslıkla hangi gece akdeniz olabilir ki... yirmiikitemmuz_istanbul__Ünal Yiğit |