-“Say ki iki hayat kaçağıyız seninle” Ardımızda bıraktığımız bütün şehirler bize küs Yaralı bir aşkı kuşanmışsın sen Yüzünde eski bir alışkanlıktan kalma yarım bir gülüş Ve dudağım mor bir geceyi giyinirken Dilimde son kez seni sevdiğimi söylemenin O utangaç ayıbı
Say ki ücra bir sokağın levhası adımız Eski evler ensemizde namlu Bazen bir sarhoş nidası basıyor kalayı Ve bazen küçük bir çocuk dart niyetine fırlatıyor okları Kanıyor ellerimiz Yıkanıyor avuçlarımızdaki yalanaşkların tortuları
Say ki avlusuna güvercin uğramayan bir kodesin çocuklarıyız Elimizde yaşanmamışlıklardan uzun bir liste Ve bahçesinde turuncu bir mevsim Yağmurda öpüşmenin Ulu orta sevişmenin Hayalinde
Ve sarmaş dolaş yürümenin bir kentin en işlek caddesinde Kalbimizde rüzgâr Ve saçlarımızda deniz kokusu
Dört yanımız vakitsiz güz Ve titreyişimizde ölüm rengi bir gülün Mağrur duruşu Gözlerimizde yıllanmış bir kaygı
-“ Say ki iki hayat kaçağıyız seninle" Ve yaralı bir aşkı kuşanmışsın sen Dilimde son kez seni sevdiğimi söylemenin O utangaç ayıbı Elimde masal kitabı tekil bir düşün…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Tekil Bir Düş şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tekil Bir Düş şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ah şiir ne güzelsin...sihirli değneğinle..yüreğime dokundun.........çoooooooook çok güzeldi..emeğinize yüreklerinize sağlık..kutlarım günün şiirini şairem yürekten...sevgimle..............
Say ki ücra bir sokağın levhası adımız Eski evler ensemizde namlu Bazen bir sarhoş nidası basıyor kalayı Ve bazen küçük bir çocuk dart niyetine fırlatıyor okları Kanıyor ellerimiz Yıkanıyor avuçlarımızdaki yalan aşkların tortuları
“ Say ki iki hayat kaçağıyız seninle" Ve yaralı bir aşkı kuşanmışsın sen Dilimde son kez seni sevdiğimi söylemenin O utangaç ayıbı Elimde masal kitabı tekil bir düşün…
güne yakışan mükemmel bir şiir okudum. seslendirme ve her kelimesiyle harikaydı gerçekten. yazan kaleme bunu hediye eden yüreği kutluyorum. saygılarımla...
"Say ki ücra bir sokağın levhası adımız Eski evler ensemizde namlu Bazen bir sarhoş nidası basıyor kalayı Ve bazen küçük bir çocuk dart niyetine fırlatıyor okları Kanıyor ellerimiz Yıkanıyor avuçlarımızdaki yalan aşkların tortuları"
Çok etkileyici bir anlatım.Emeği geçenleri tebrik eder,saygılarımı sunarım.
Dört yanımız vakitsiz güz Ve titreyişimizde ölüm rengi bir gülün Mağrur duruşu Gözlerimizde yıllanmış bir kaygı
Sevgili arkadaşım yine harika bir şiir okuttun..İlhamın bol olsun... Yüreğin ve kalemin her zaman çağlasın.... Yorum da çok güzel fon müziği çok yakışmiş... Kutlarım...Sevgilerimle..
Yüzümde eski ve yarım kalmış, yitik bir tebessüm. Yalnızlığın o geç saatlerinde vurulan turnalar gibi hala bir beklenti içindeyim. Avuçlarıma bıraktığın bu kırık aşk boşluklarıyla hala aynı yerdeyim, ben. Sen, hiç gitmemiş gibisin belki.
Yüreğimin rıhtımına demir atan eski bir balıkçı teknesi hüznü ile el sallıyorum yokluğuna, yokluğun çok ağır geliyor, inan bana.
Güvercinler de gitti sensiz bu şehirden, artık göç vurgunu mevsimlerin kaygılarını taşıyorum satır aralarımda.
Ayıp değil, utanmaz dilim, inan sevgilim –seni ben çok sevmiştim-
hani dolup taşarsın gecenin bir vakti deniz kenarında dalgalarla kavga edersin bir sandal ilişir gözüne ipini çözüp açılmak istersin denize ama ardında yakamoz gözlü çocuklar ve sabahları prinç bekleyen güvercinler baba kokusunu barındıran bir şehir ayrılıklar ve bir yığın yırtılmış umutlar vardır gitmek ister gidemezsin ölmek ister ölemezsin
seni çok seviyorum arkadaşım senin arkadaşım olman gururumdur hatta hayata bağlayan mutluluktur
say ki elime aldığım kitap kurduğum düş, herşey bir yalanmış ben bir yalan söylemişim kendime ve inanmışım ibadet edercesine inandırmışım içimdeki çocuğu ne ölü bir şiir ne ölü...
Atilla Güler isminizi bile sayfamda görmek hani hiçbirşey yazmasanız bile yoruma tek harf bile ne çok onur bilemezsiniz..
Gözleri kaplıyor sicimsiz duruşlar. Şimdi örselenmek gibisi yok, kaldırımları bozulmuş yüreğim ama el sürdürmüyor belediyesine sevdanın. Düşe kalka öğreniyoruz... Vazgeçtikçe tekrar etmeyi ve her geri dönüş sonrası aynadan kaçırdığımız gözlerimizi ellerimizle kapatmayı. Ne olur sussa? Bir dilek tutsa içinden ve sonra hep birlikte gerçekleşmiş gibi yapsak, üflesek mumları. Çok yaşlıyız hem de çok. Ruhumuzun mağaralında kendi sesimizin yankısından korkacak kadar.
Tebrikler, şiir dolu bir güne yakışıyor dizeleriniz.
"Bir dilek tutsa içinden ve sonra hep birlikte gerçekleşmiş gibi yapsak, üflesek mumları. Çok yaşlıyız hem de çok. Ruhumuzun mağaralında kendi sesimizin yankısından korkacak kadar."
bir dilek mi?çok geç..çocukların saçlarına sürmeli iyi dilekleri artık..
Sen gülümsersin Göçebe martılar denizle buluşur Karanlık bir gecede annesini kaybeden çocuk Senin yüzünde annesini bulur
Kordon yağmurlarla yıkanır, serin bir İzmir akşamı Sıralı ağaçlardan rüzgara dolanır gözyaşları Sen gülümsersin Pardesü giyinir Karşıyaka Şemsiyelerin gölgesinde çiçeklerlerle buluşur Caddelerde buğusu tüten düş kırıkları
Masal anlatır gökyüzünde küçük bir melek Ve üfler sihir tozlu oyuncakları Gülümser çocukluğumun buruk yanları Ne tuhaf oysa hiç yürümedim bu şehrin beyaz şeritli kaldırımlarında
Sen gülümsersin Bütün vapurlar beni sana taşır İskeleye kurulur çilingir sofraları Rüzgarın dilinde çigan müziği ve ay denize düşer Silinir haritalardan mesafeler
Sen gülümsersin Gül yaprakları doldurur Ege'nin bütün ıssız sokaklarını…