AYAZ BİR AŞKIN KAHPE ZULASI
Güneş soyunurken karanlığın gölgesine
gri bir bulut çöker gecenin omuzlarına yırtarken acımasız şimşek gökyüzünün bağrını siyah bir tül dolaşır şehrin sessizliğinde girer arzsız bir yağmur eşiğimden içeri alıp gider kokunu sokaklarımdan serseri rüzgarın uğultusuz sesiydi beni çağıran uğursuz gecenin yüzünde ağırladım seni sustum ey sevgili susturdum sana soluduğum son nefesimi Yağmurdan kalan son damlacıkları kendi rengine boyarken sokak lambası Bir yıldız vurulur Düşer saçlarından tenime Sorguya durur bildiğim doğrular düşer çileler yumağı başım d/izinin dibine içimde ayaz bir aşkın kahpe zulası farazidir artık bundan sonrası ey ruhumda g/özlerine hapsolduğum sevgili hani sen gidiyordun ya ellerinle çözüyorsun yüreğime iliklediğim aşkın düğmelerini dökülüyor aşk kızıla kesiyor kaldırım taşları aşk yüzüyor gönünü aşk ölüyor duydun mu sevgili aşk ölüyor yalın kılıç duygularım peşinde her yer sitemi sen dudağında kıvrılmış isterikli gülüşünü boynuma sarıp ta de hele acele et at aşkın düğümünü sıkıca bir hamlede çek ipimi şimdi git arkana bakmadan sen yar dediğim yar yarlardan atıpda yüreğimi gidiyorsun ya ah bir bilsen sevgili ah bile bilsen Aslında giden sen d/eğildin Bendim gönül eskisi yürek sızımla avunan Gitme diyemeden mutluluğu boğuyorum topuklarında Geçmişin zemin katına sızıyor nemli hüzün Soğuk irin kokulu geceye yaslıyorum sırtımı uyuz düşlerin karanlık gölgesinde korkak bakışlarım Öteledikçe öteleniyorum gitme Allah aşkına demek için aralanıyor dudaklarım Kötürüm dilim d/ağlanmış sözcükler Beyaz bir tel tırmanıyor saçlarıma ucunda sallanan umutlarım Sen ki ey sevda Ah gönül penceremdeki sarı papatya Yürek sesime taktığın hüzün Vefasız bir mevsimin ardından Hüzün aşılıyorum balkonumdaki kahrolası begonya’ ya Seni i çatlayacak bu bahar ektiğim tomurcuk Burcu burcu kokunla meşk edecekken bu bahar kara kışın ardından öbek öbek sensizlik düşürüyor payıma yarasalar saklanırken ceplerimde suçlu bir çocuk gibi bakakaldım çöl sürgünü edilişime nasılda hastalıklı bir cenin gibi koparıp alıyorlar içimden seni Eğleşiyor yanaklarımda yolunu kaybetmiş çizgiler Hayaline uzanıyor son kez bakışlarım Bir k/adın içimden dilime düşürüyor feryadı bir kadın özlemleri bileyliyor yalnızlığı beddualarında şahadet Feryadı figan, figanında hasret Çığlıklarda yırtılan beden gözlerinde pus eteklerinde topladığı sırn/aşık kelimeler öyle bir kadın ki öyle bir kadın gözlerinde saklanmış mahşeri âlâ Çelikleşmiş örslerde kırılmış iradesi Yalnızlığın giyotinlerinde can veren Uzattığım ellerim elleri Ah gecelerce dilimde adını yaktığım sevgili kırlangıçlar göçüyor yüreğimden kırlangıçlar arkalarına düşürüyorum kendimi kimsenin sormayacağı yere alıp göçürüyorum yüreğimi geçip giden yılları topluyorum takvimden mevsimler eskiyor bense kendi mevsimimi arıyorum bir kez daha sana tutulup çığlık çığlık haykırıyorum adresin nedir söyle bana ey sevgili |
doğru adresli bir sokağım.
Kuklasıydım
yokluğunda bu şehrin. ..........
Özlemle kavrulan yüreğin feryadı harika bir şiir doğurmuş....
Güzel şiirinizi ve yazan yüreğinizi kutluyorum.
Saygılarımla....