HAYÂLHÂNE/dört başı mamur olmazlar silsilesi ve avaz avaz sessizlikteydi yaşam/ üç çocuk, anayla baba saadet duygusundan yitik, beş insan son yaprakları da düşmede dalından çok uzaklarda akarken serin sular onlar ki, ıssızda koruk ve kurak beyaza âşinasız kara bahtlı gözlerinde mütemâdiyen bir karanlık aşları zıkkım kökü yanar durur dillerinden dökülmeyen gam türküsü açılmayan güneyin kapısı/ndan boşluğa düşüyor herşey istikamet sıfırın altı kuzey zamanda, ne güneş/in ne ay/ın rengi… hayat harmanında yokluk ve boşlukla savruluyorlarken elde var hep sıfıra sıfır gelmeyecek ömürlerine, bir âvâze sessizlik esmer akşamlarda toprak dam örterken üstlerini ve onlar maden ocağında bulamazken kömürü lüküs hayatta elmas düşer başkalarının payına döner dururken bir kısır döngü çemberde sabahın eksik sesi bereketli gölgesiyle hep uzağa vururdu sağanak sığıntısıydı umut geçip gidiverirdi âniden kaldırımlarda gide gele batardı ölgün ışık ay vurmazdı gecelerine isli gaz lâmbasının içine dalar gözleri/ konuşurdu ne olur bize de gül hayat ne olur bize de gül… ve boğazına acı bir andız yerleşir hiçbir şey dökülmezken yüreğinden dışarı taş kesilirdi adam hayâlhânesinin içinde… ("coğrafya kaderdir") Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
lüküs hayatta
elmas düşer başkalarının payına
sadece bu dizeler bir coğrafyanın insanlarının yaşadıkları hayatı anlatmaya anlatmaya yeter.bence şiir yazmak bu olsa gerek saygılar sundum