Sen Gittin
Yoluna, yolum dedim sevdiğim
Gittiğin yol, yol değildi. Ölürcesine aşk dediğim Şimdi Dipsiz bir karanlıkta mı kaybettim seni Yalnızlığıma isim bulmaya dilim varmıyor sevdiğim Sen düşünmeden gittiğin yolda bıraktın, adı sen geçen aşk dolu cümlelerimi Şimdi imlası bozuk Türkçemde koca bir suskunluk yatıyor Dünyası zemheri boşluklarda senden kalma anılar, unutulmaya gebe Sevgi deyip mahcup hayaller kuruyorum, çaresizce Her derdi dağları işaret eden, büyümüş nefretlerim kadarsın… Sevdiğim Bir yanımın sen olduğunu gittiğinde anlayabildim. anlayabilseydin eğer Yusuf atıldığı karanlık hücrede Allah deyip sabır dilerken Sen züleyha’nın zamansız istekleri gibi nefsine yeniktin… Sevdiğim Ey dağlarına Ferhat gibi sığındığım. Gamsız şirinim Sözlerin gibi gidişinde zamansız ve ansızın oldu Gitmeseydin… Demeye de dilim varmıyor ama Gittin işte… Ben dalından kopan bir yaprak gibi fırtınalı hayatın içine düşmüşüm Yazılan yazgım gülüşlerimi her seferinde gözyaşına çalar Bir çocuğun gülüşü kadar arzuluydum sevinçlerime Bir dilim ekmek kadar muhtaçtım sevda türkülerine Seni seviyorum demek zor geldi sana Kolay olanı yani gitmeyi Kendinden kaçmayı kurtuluş zannedip Gittin… Ben… Zübeyr bin avvam’ın yaşarken cennetle müjdelendiği gibi Seninle birlikte bu sevdaya baş koyup, Allah yolunda gitmeyi istemiştim Sen ustası sandığın hayatın en kör acemisiydin Güzel gözlerinle bakmayı öğrenebilseydin eğer, Sevdiğim Benden beklediğin süslü kelimeler kadar büyük değildi yüreğim, bilmeliydin Ben sevda dedim mi… biraz erkekçe olmalıydı… Namusumuz kefene sarılıydı her daim Beyaz atlı prens ben olamazdım bilmeliydin… Sevdiğim Ben Anadolu’nun varoş köylerinde, güneşin doğuşunu anlatabilirdim sana Sen ise benden lüks eğlence merkezlerini bilmemi… Kendilerini çağdaş zannedip, giyimleri yarı çıplak olan asalaklara özenmemi istedin Bu ruhumu parçalayan intihar yüklü sigaramda sana türküler yazabilirdim Sen gittin; türküm dağlara yakıldı Sen gittin; sesim çığlık olup yaralarıma tuz oldu Sen gittin; nerden bilebilirim, kim bilir Alnımı koyduğum secde aşkına Hikmetine sual sorulmayan Allahın aşkına El açıp ettiğim dua aşkına Duruşum kadar dürüst olsaydın… Belki sende sevebilirdin Dürüstlüğündeki duruşun iki ayrı seremoniydi... Aslında Mehmet emin karademir |