Evvel Zaman Uçup Gitsene
bu aralar sık sık
fır fır etekli bir zamanda kucaklıyorum kendimi yokladım ceplerimi kırk bir yıllık ışığın gürültüsü çıkardı kafasını yalnızdık! çığlıkları duyulmasın diye sarıya boyadığım saçlarıma kaçıp gitmeden içimdeki düşsever kırmızı kurdaleler tak anne ruhum güzel kalsın! kuşları sorma anne uzun gecelerin sabahına geç kalınca gökyüzü onlar çoktan uzaklara gitti temmuz sıcağında ölmek zor sevişmek her mevsim mübah benim şiirlerim tüm ordular karşısında çıplak susamıyorum sen gibi ama ergenlikten çıktığımdan beri saklıyorum memelerimi ’ofsayttı o uleen’ küfrettiğim için bana ’kaba kadın’ dediler anne sen gördün çocukluğumu kollarında çiçekler açan kız bendim İzmirin yokuşlarını tırmandıkça arttı dizlerimde sancı her geçen sene üşüyen o ezgi Tanrıdan ödünç aldığım o evrensel ıslık tenimde sadece kokusu kaldı saatler tek bana mı düşman kent cevap vermiyor ben sordum sen cevap ver dut ağaçlarından inmeyen küçük kız böyle mi büyüyecekti anne.. |
Hep kendime doğru koşuyorum anne,
açılan kucaklarda yok olmaktansa...Koru beni anne. Koru.
İçimi acıttı şiir ve böyle söyletti nedense
Seviyorum kendisi ile bir çok kişiyi özdeşleştirebilen kalemleri..belkide ondan.
Tebrik ve Sevgilerimle