Mecburi İstikamet.
Cenk hâli...
Vurulan, vuran, ölen, dirilen... Ganimet arayışındayım; Ya sun bana berraklığı yüzünden belli gözlerini, Ya da sımsıkı tutuver ellerimi, tutuver emanet yeminlerini... İki dudağın kadar sadık ol sözüne, öyle sıkı, öyle sarılı. Gidersen, varlığına değişirsen yokluğunu, Bir ruh dar gelir bedene, firara fırsat kollar. İki göz dargın düşer biribirine; aradaki mesafe anlam yitirir; Ve biribirinden bağımsız yol alır yaşlar, İntihar eder gözden, birer birer; ayrı ayrı.. Buralardan gidersen, Bir sövenin olur, bir sevenin.. İsyan etmem, inkâr etmem; Bir söverim gidişine sebeplere, Mecburi bütün istikametlere.. Yoksan, gözlerinde katliam olur sevgimin; bebekleri ölür bir bir.. Birisi intihar eder bakışlarını senden çekip, Öteki, başka bir sevgiyle zehirler kalbini.. Yoksan, çığlığı basıp çığ/lık altında kaybolurum.. Söz vermiştim.. Tutmam gerek, bilirsin. Önce cenin olur gözyaşım, büyür içimde, Sular sellere bürünür, Salına salına gözden dökülür.. Öğrendim ki imlâ, kimliğiymiş cümlenin... Virgül soluk aldırır, Nokta sona vardırırmış, öğrendim. Öğrendim, yokluğunun sonuna imlâ koyulamayacağını, Gidersen, cümle ardına üç gözyaşı akıtılacağını.. Bana küllerimden doğmayı öğret yeniden. Anlamazsam eğer, bizzat yaşat; Harf harf birik dudaklarımda ve cümle cümle dökül yüreğimden.. Gitme... Herşey, herkes gitsin; Sen gitme. Gidersen, Uluorta intihar eder sözlerim dudaktan; Gidersen, Gölgen kıskanır, inan; sadakatime saygımdan, yolundan.. [Hüseyin HAKAN | Esintiden Kesintiler] |