Gid-işine!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yazı yazmaya, daha doğrusu edebiyata tıngır mıngır başlangıç yaptığım zamandan kalma bir yazı. Şu an okurken tebessüm ettirici ve sevindirici; zira şu yazılanlara oranla biraz daha ilerleyebildiğime inanıyorum. Henüz ’Olmadım!’, edebiyatta olmuşluk yoktur..
Bir insan kaç kez vurulur?..
Kaç hakkı vardır, azrailin iyi tarafına denk gelip? Kaç gözyaşından sonra sırıtacaktır kader, ’Toparlan, gidiyorsun.’ deyip? Böyle bir şansı var mıdır lisanı insanca olanın? Ya gururun o heybetli bakışlarına ’Ağlamayacağım!’ diye öğüt verip Onun ellerine dolanınca anneleşen gözyaşlarına sinen insan? Ayrılığa kaç fiyat biçebilirdİ? İki ruhun birlik sözü, coğrafi bir mesafenin bölücü’lüğüyle ne kadar yar/alanabilir? Öyle sanıyorum ki ne mesafeler, Ne katedilemez hisler ’göz göze verilen yemine’ denk gelemeyecektir. Beynim sızlıyor. Kimliği belirsiz milyarlarca karıncanın gezinmesi ve Belli belirsiz homurtular... Ha, bir de durmadan dürten kalbin tekleyişi. Galiba özlüyorum. Henüz buradan ayrılmadan, vakit gidişe varmadan... Özlüyorum. Alışmışsam, kendimden kentine mülteci olmuşsam bir dilim sevgiye muhtaç, Birini sevip BİR’e varıyorsam; İntihar militanının o kararlı edasıyla çekiyorsam özlemin pimini, Oralık bamb/aşka bürünür! Toz, dumanı yutar; Sözcükleri bir bir katlederim... Her dem bir yalnızlıkta kıstıracaksa beni gözlerin, Titretecekse dudaklarımı, sana duday payı kadar ayrı kalamayaşımı resmeden; Ve amansız bir hastalığa yakalanmışçasına dökecekse yapraklarını takvim, Değer mi ellerin, ele? Değer mi ellerin, hislerin, sözlerin? Beni ararsan, İntihar militanları sana da varırsa şayet; Cümle sonundayım. Bomboş bir yolun, Soğuk kaldırımların, Bilhassa gözlerimin uçurumundayım. Kumsallarına ne resmetsem, intikam alırcasına siliyor deniz. El, el’e ölürken; el ele ölüyor yaşlarım. Yaş’ı sorulmaz yaşların, k/ayıptır k/ayıp. Sen salına salına yürü kumsalımda, Ben, bütün matematiksel işlemlere dilenir sayarım adımlarını. Uzaklaştığın kadar yakınlaşırsın bana, bilirim. İsyan etmem, inkâr da etmem; Yeminimi bozacak her yolun başına pusu kurar, Bir bir cinayet işlerim! |