(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ah çocukluğum Büyümeyi unuttuğum Kuru suların çatlak damarları Kızıl atlar koşturuyor nehirlerimde Soluğu soluğuma hoyratça geçiyor Eti kemiğime kardeş oluyor...
İnsanlık Kınında uyuyan, ihanet kuşanmış yaşlı bir hançer Sırtımın iffetine dokunuyor / o anın gecesinde Gerisi boşluk ve rüya yanığı Tabirleri çürüyen, iblisin diş kovuğunda…
EVET İHANET KUŞANMIŞ YAŞLI BİR HANÇER VE BİR O KADARDA YAŞLI OLAN İNSANLIK NEDEN İHANETİ ALT EDEMİYOR...AŞKLARDA BİR SORUN VAR GALİBA?..NE DERSİNİZ
Esrik kelimeler yalnızlığıdır kendi alfabemin içsel senfonisi...
Ah çocukluğum Büyümeyi unuttuğum Kuru suların çatlak damarları Kızıl atlar koşturuyor nehirlerimde Soluğu soluğuma hoyratça geçiyor Eti kemiğime kardeş oluyor...
Anne! Üşüyor emsalsızın Üşüyor ölüm Beni kendine göm Uykunun bir kenarına kıvrılayım / bu gece…
yine çoğaldı yalnızlık.. yalnızlık nasıl çoğalır? yine çoğaldı hüzün, yine özlemlerim.. evet bir yer var çok uzakta, bir türlü varamadığım, yetişemediğim.. ben hep koşup, bir arpa boyu yol gidemeyenlerdenim.. bir yer var ! bende biliyorum, epeyce yaklaşamıyorum.. kah anlatıyor kah anlatamıyorum.. koşuyorum, koşuyorum soluğum kesiliyor yinede olmuyor, hala aynı yerde sayıyorum.. kanıksıyorum artık kandıramadığım ruhumu.. kana kana içiyorum damarlarımdaki kederi.. insan ötesindekinden kaçamıyor ne tuhaf! bir ben lazımken beni tamamlamaya, ben hala yarım, ben hala ham! sordum kıyılarına evrenin, ben kimim, neredeyim ve nereye gitmekteyim? götürür mü beni bu dalgalar aradığım limana? kaldı ki aradığımdan bile pek de emin değilim..
''ölmeden önce ölmek gerek'' Bab-ı Esrar
bir insan ölmeden önce nasıl ölür? bunu iyi hatırlıyorum.. ben bir kaç kez öldüm, tam da bu şekilde!
birazdan sabah ezanı okunacak, birileri uyuyor, birileri dağların asaletini sırtlanmış, yine ayakta.. ve ben duanın o sıcacık dostluğuna sığınıyorum.. merhametine teslim olmak ve affıyla sterilize olabilmek adına.. ellerim semada.. çünkü biliyorum ki; gül dağıtmak değil esas olan! gül gibi güzel bir gönüle sahip olabilmek, insanı insan yapan! işte bu arzuyla yanıp tutuşurken tek bildiğim;
''biliyorum; kolay olmayacak!!!''
Üşüyor ölüm Beni kendine göm Uykunun bir kenarına kıvrılayım / bu gece…
şiir her satırında yeni bir pencere aralar giibi bize büyüsüne kıvrılıyoruz bizde katılmaak ve katılmamaktan bahsedenler olmuş okuduğumuzu beş kez okusak beş farklı manada çıkarabiliriz şiirden ki kalemin ustalığı şiirin akıcılığı dili tartışılamayacak güzellikte
satır satır gölgesine sığınıyoruz şimdi çok güzeldi demenin kifayetsizliğiyle mahcubum kuyluyorum saygımla...
Okuduğum ve beğendiğim bir şiiri belirttiğimde içeriğini de onayladığımı düşünen bir dost bana mesaj atmıştı,''Şiir konusu itibari ile sizin savunduğunuz ülkemiz bölünmezliğine aykırı söylemler içeriyor, beğen işaretlemişsiniz oysa siz, dikkat etmediniz mi '' aynen böyle bir mesaj aldım ve suçlayıcı bir tavrı vardı. Oysa böyle görmüyorum ben şiirleri. Herkes kendine özgü fikirlerini yine kendine has bir tarz ile söylemiş ve bu da beni etkilemişse, güzel imgeler yerinde kullanılmış, kişi kendini savunabilmişse daha ne olsun. Ne başka şiirlerin temasını ne de görüş ve inançlarıma aykırı inançlarımı onaylamış olmuyorum bir şiiri beğendiğimde. Herkesin görüşlerine saygılı olabilmek bunu gerektirir diye düşünüyorum. Kimse kimseyi yola getirmekle görevli değil, ama görüşlerini, kendisini ifade edebilir.
Kalbimin onaylamadığı bazı bölümleri olan bu harika şiirinizi kutlarım, çarpıcı, etkileyici söylemler. Takip ettiğim, okumaktan zevk aldığım bir sayfa. İmgeleri kullanırken çok fazla peşpeşe konduğunda şiir sadece imgeler yığını olabiliyor, biraz buna dikkat istiyor diyorum, sanki nefes aralarına ihtiyaç var gibi. Yine kendi hissettiğim buydu elbette. Kalpten kutlarım emeğinizi, başarı daim olsun, selam ile
öncelikle bu bölümün yanlış anlaşılbileceğini ilk başta düşündüm fakat daha sonra da şiirin gerektirdiği bu olduğu kanısıyla yanlış gibi görünse de, beni okuyan ve bilen böyle bir yanlışı yapmayacağımı da düşünüp, o bölümü anlamaya çalışır diye umut etmiştim... değerli şair, bende, sizin üstünde durmadan yüzeysel okuduğunuza inanıyorum, çünkü İlahi makama bakış açımız aynı saygı çerçevesinde olduğunu düşünüyorum.... ve tekrar teşekkürler eğer bir gün yanlış yaptığımda arkamda böyle dostların olduğunu bilmek gurur verici... saygımla
öncelikle içeriği şahsım önemli yorumunuz için teşekkürler... size tümüyle katıldığımı bilmenizi isterim, kaleminize ve düşüncenize her zaman saygı duyduğum şahsiyettir Müjgan Akyüz beğeni be öz eleştirileri başım üstüne, dikkate almak istediğimden dolayı, kalbi olarak katılmadığı bölümü çok merak ettim acaba şurası mı diye de yorum yürüttüm kendimce;
İnsanlık Kınında uyuyan, ihanet kuşanmış yaşlı bir hançer Sırtımın iffetine dokunuyor / o anın gecesinde Gerisi boşluk ve rüya yanığı Tabirleri çürüyen, iblisin diş kovuğunda…
Ne düşündüğümü Benden başka kim biliyor Sanırım yalnızım... bir çok şey düşünüyorum ,şiire yakışır bi yorum olsun diye ama gene şiirin kendi düşüyor satırlarıma...çok beğendim ruhunuza ,kaleminize sağlık..
Dokun Tanrı’ya / diyorum kalbime İçindeki ölü kalabalığın parmak uçlarıyla Bilmediğin yüzün gibi Her dokunuşunda içinden cesetler havalansın Günahlarını gömdüğün o ırmağın dallarına Göçebe kuşlar kanatlansın Alt dudağının şiire sarkmış coğrafyasından...
Son cemre bu düştü düşecek Peygamber sabrından devşirme bir sokumluk akrep yalnızlığıma...
Anne! Üşüyor emsalsızın Üşüyor ölüm Beni kendine göm Uykunun bir kenarına kıvrılayım / bu gece…
............kalemin susmasın...............kutlarım güne düşen bu güzel eseri.................... yürek olmuş derya deniz coşmuş bile kutlamak düşer bizede emeğine ve yüreğine kalemine sağlık yüreğin dert görmesin kutlarım bu güzel çalışmanızı saygılar bıraktım değerli sayfaya
şu koca kentlerin yalnızlığıdır aslında içimizdeki çocukları yiyip bitiren şu asma ağaçlarından düşen yıldız kaymalarıdır salıncaklardan evlerden kahkahalardan bizi çoktan yakalamıştı saklandığımız ebeler.
Yani inanın ki hocam sizin şiirleriniz hiç bitmesin istiyorum bende uzun yazıyorum ama sizin şiirlerinizde hep kayboluyorum çok beğeniyorum işte yine mükemmel bir şiirin içine daldım kendimi kaybettim yine her şeyiyle yerli yerine oturmuş bir şiir su gibi aktı gitti içime tebriklerimle
Harika bir şiirdi.Kutladım şairi.Şairle ilgili bir siteden alıntı yapma istedim.Analiz yapamadığım için! Kaynak:http://www.siirkolik.com
Şiirlere ilham veren nedir? Bir vefasızlık mı, bir sitem mi, çekip giden bir ahu gözlü güzel mi? Sadece bunlar mı? Yoksa şairin kalbini harekete geçiren başka sırlar mı var? Bence bu noktada çok da determinist yaklaşımlar sergilememek lazım. Zira şairlik, özünde mantıksızdır. Evet, düpedüz mantıksızlık! Şairin bulunduğu şartlar kadar, yazdıkları da mantıksızlık arz eder. Bazen şairi, kendisini aptalca hüzünlere mahkûm etmiş şartlarda görürsünüz. Bazen de, bir hamlede kapısını açabileceği anahtarları bir asır çeviremez. Çevirmek istemez. Sanki hüznünü sever. Böyle garip de yanları vardır. Hem bir yönüyle mazoşisttir. Acı çekmeyi aruz eder. Acıyı kendisine çektireni de sever. Sanki şair, şiirinde bahsi geçen güzele değil de, o güzel vesilesiyle dile gelen mısralara âşıktır. Onu kaybettiği an, bir başkasını bulur. Ona kavuşursa, başkasını amaçlar... Bu böyle sürer gider.
Kavuşmak şairin ölümü gibidir. İyi şairler kavuşmamayı ya yeğlerler veyahut da ayrılığa kendilerini (kendilerinden menkul nedenlerle) bir ömür mahkûm ederler. Sabit hüzünler çekmek hoşlarına gider. Ezilmişlik psikolojisidir onları dile getiren, resmeden, ifade eden. Kendisine rağmen, kendi fedakârlıklarına rağmen başına getirilenler düpedüz haksızlıktır ve karşılığını çok başka bir yolla; veciz sitemlerle bulmalıdır. Ah, ne garip şey, şu şairlik! Şair dediğiniz bana göre, birazcık da ruh hastasıdır. Düşünsenize, fikirlerini belli hece sayılarında, belli sonlarla, belli ahenklerle aktarmaya kendini mahkûm edene akıllı denilebilir mi? Biz ki, yürüdüğü kaldırımın taşlarını sayanlara deli diyoruz, delilikle suçluyoruz. Konuştuğu veya yazdığı kelimeleri sayanları (hatta hecelerine kadar) nasıl akıllılıkla donanmış olarak kabul edebiliriz?
Ama siz benim sözlerime bakmayın. Delilikle dâhilik arasında ince bir çizgi var. Bazen birisinden diğerine geçişler olur. Zaten dâhilik de beklenmeyen şartların meyvesidir, tıpkı delilik gibi... Beklenmeyen şartların zuhurunda meydana gelen böyle işler delilik ve dâhilik arasında gelir, gider. Yağma yok, biz yine de şairlerimizi birazcık delilikle suçlayacağız. Kendi acılarını sembollerle ve uyumlu kelimelerle aktarmaya kendilerini mahkûm ettikleri için. Bazen bir uygun kelimeyi bulabilmeye yıllarını harcadıkları için. Bir hikâyede olduğu gibi 'Safiye'yi kafiyeye feda ettikleri' için. Böyle şeyler için şairlerimizi her vakit suçlayacağız. Ama suçlarken onları kerih görmüyoruz. Yalnızca bunu çok nedenli yapmadıklarını düşünüyoruz. Biz nesir müptelaları, adeta onları suçlayarak kendimizi temize çıkarıyoruz. Bizim kabahatimiz, bize göre, normal olmaktır. Düşüncelerimizi normal bir ahenkle fazlasını aramadan aktarmaya çalışmaktır.
Senfonik şiir... Franz Liszt ’in senfonik şiirlerini aratmıyacak kadar melodik tınısı olan; gerçekten, güne damgasını vurmaya değer, çok başarılı bulduğum eseriniz için, kutluyorum kalemlerin ustasını... Daha ne denebilir ki?...
Dokun Tanrı’ya / diyorum kalbime İçindeki ölü kalabalığın parmak uçlarıyla Bilmediğin yüzün gibi Her dokunuşunda içinden cesetler havalansın Günahlarını gömdüğün o ırmağın dallarına Göçebe kuşlar kanatlansın Alt dudağının şiire sarkmış coğrafyasından...
Tanrı, haberdardır içinizdeki ve içimizdeki ölü kalabalıktan... Ola ki havalanınca cesetler, huzur bulur ruh...
tekrar tebrik edemeden geçemedim.......güne yakışan şiiri.. ..ve değerli şairini...(öyle zengin bir şiir ki...okudukça okunası..) saygımla...selamlar..
''Şiir üstün zekaların rüyasıdır'' “Şiirin orta hallisi veya kötüsü için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir; ama iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kurallarını aşar. Onun güzelliğini tam olarak görenler, bir şimşeğin ihtişamına benzer bir pırıltı görmekle kalırlar. Büyük şiir muhakememizi tatmin etmez, allak bullak eder. der "Montaigne Elbet de şahsım adına tam 20 yıldan fazla bir zamandır lirizm okuyup yazıyorum İlkokul yıllarımı saymazsam eğer sadece gecemi gündüzüme kattığım ailemle bile yoruluyorum diye çok tartıştığım zamanlar pc başında çok uyuyup kaldığım çok 4 saatlik uykuyla gezdiğim günler olmuştur sevdam olan şiir için
Emeklemek için bu sonsuz deryada bir damla olabilmek için imzamı oluşturmak için çabalarım var çok ama çok okurum ne yazar ne din ne dil ne ırk göz etmeden hatta ilk okumaya başladığımda bir yol seçmiştim kendime şiir başlığı ve kimin yazdığına bakmıyordum ki eğer farz edin ateist bir yazarsa ön yargılı olmayayım diye aynı günde aynı şairin ikiden fazla şiirini okumuyordum ki etkisi altında kalmayayım diye bir çok teknik geliştirmiştim kendime :))) Bilirim ki şair evrim ve devrim yaratmaldır şahsım adına tüm gücümle defalarca başardım ben bunu hamd olsun Yaradanıma
Şair yaşadığı dünyayı, olayları ve insanları, herkesten farklı algılayan bir kişidir. İzlenimlerini topluma aktarırken, diğer sanatçılardan daha çok zor şartlara sahiptir. Çünkü ne günlük konuşma dilini, ne de düzyazı tekdüzeliğini kullanabilir. Şairin dili, diğer tüm yazın türlerinin dilinden farklı ve zahmet vericidir. Bunun bir başka anlamı şairliğin bir yaşam biçimi olduğudur. Sanırım sizin bu kendine özgülük bizi alışık olmadığımız bir kapının önünde bırakmak olabilir bazen de okuyanı ayrıca bilirim ki çok sevdiğim bir söz vardır yengeç sepetine kapak gerekmez der Allen yengeçlerden biri yukarı çıkmak isterse diğerleri onları mutlaka aşağıya çeker
Güzel Şairim Sera ve çok Değerli Şairim Taylan Koç 'a tüm yüreğimle katılıyorum ''Böylece kişilik, hayat ve şiir, tümüyle birbiriyle girift bir yapı ortaya çıkarmaktadır. Bütün bir yalın yapı içinde biz hangi gerçeği görebilip anlamaktayız ki, varlığın bunca muammasını anlayabilelim. Dolayısıyla dikkatini bu esrarlı yapıya çevirmiş bir gönlün şiirini de anlamak zor olacaktır. Çünkü, koşu düz ve yüzeyde cereyan ediyor idiyse de aslolan derinliktir.'' Sorun bir yetenek ya da deha sorunu olmaktan önce bir çaba sorunudur. Emek çaba hırs istemek ki başarmanın yarısıdır Alışık olmadığımız bir kapının önünde duruyoruz demek evet mükemmel şiiriniz usta kaleminizden akmış gitmiş duygusu sonsuzdur benim kıymetli gönül dostlarım da kendinizi kısa bir zamanda bu kadar güzel ve mükemmel geliştirme tekniğinizden bahsediyor iki şairimede çok teşekkür ediyorum ayrıca “Ustalık kazanılır; ama çocuk olmak yitirilirse, şiirin büyük damarlarından biri yok olur.” der ustam İlhan Berk hep çocuk kalın olur mu şair sizi hep takip eden Yasemin Cananın çok sevdiği bir söz vardı hani şair olma kendin ol
Saygım tebriklerim günün şiirine çok değerli şairine...
Çok değerli şair Yasemin, yorum demek çok basit kalacağını bildiğim ve satırların içinde almak isteyene çok büyük ve anlamlı dersler barındıran bu yazı için ve edebiyat yolunda edindiğiniz tecrübeleri aktarmaya, şahsımı değer bulduğunuz çok teşekkür ediyorum
sizin gibi dostlar olduktan sonra yanlış yapma şansımın ne kadar zayıf ve ne kadar şanlı olduğumu anlıyorum , edebiyat adına varlığınız ve samimiyetiniz içinde ayrıca teşekkür eder...saygılarımı bırakıyorum
Kalem kendini belli eder, günümüz şiirinden çok güzel bir örneğin güne düşmesi olmuş. Oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Herşeyden önce şiir bakışı olan için, duygunun sel gibi aktığı güzel süslenmiş, yani sanat değmiş her yanına ...başarılar.. şiirce
harikasın dost yüreğim.. yalnızlığı anlatan kelimeler daha bir başka yer ediyor yürekte. hak edilmiş bir kurdela:) var olsun kalemin ve güzel yüreğin..
Güne gelmesinden çok hoşnut kaldığım bir şiirdi... Zira son zamanlarda güne gelen şiirlerden tat almıyordum... Uzun zamandır ilk defa haz duydum , şiir dedim kendi kendime "işte bu şiir"... Yanlızlığı tanıyan biri olarak dudaklarımdan dökülen harflerin kulaklarımdaki notası çok tanıdıktı bu şiirde... Yanlızlığı sevmek ama yanlızda kalamamak... Ah şair, bir sen mi yanlızsın ki... Kainat fikren yanlız... Evrende kısır döngü var caanım dizelerinizden dökülen... Tanrıyla başbaşa kalmalarla kal'a kalırken gökkubeden düşüyor hiciv dolu ayrılıklar... çOKÇA KUTLADIM... SİZİ AYAKTA ALKIŞLADIM....
hiç bitmez senfonisi fahişe yalnızlığın* ve hani der ya şarkıda da "yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette bekliyorum bekliyorum bekliyorum hadi gelin üstüme korkmuyorum"
"Uzak bir acı şimdi göğsüm Kördüğüm ayrıntılar Bir avuç kül Bir soluk nefes Tende kalabalık Ruhta yalnızlıktır / her dün ertesi çoğalıp duran Gözleri kan revan aklımın tetiği düşüyor Kısır bir geceden ölüm peydahlıyor yalnızlık
Dokun Tanrı’ya / diyorum kalbime İçindeki ölü kalabalığın parmak uçlarıyla Bilmediğin yüzün gibi Her dokunuşunda içinden cesetler havalansın Günahlarını gömdüğün o ırmağın dallarına Göçebe kuşlar kanatlansın Alt dudağının şiire sarkmış coğrafyasından...
Son cemre bu düştü düşecek Peygamber sabrından devşirme bir sokumluk akrep yalnızlığıma..."
Bavulları hep toplu durmalı insanın... Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı. Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli... İhanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı Yalnızlığa alışmalı...
Ve sırt çantasını her daim hazır tutmalı insan. Yollarla barışmalı, Yalnızlığa alışmalı...
Her yönüyle harika bir şiir okumanın zevkini yaşattınız şair.İmge betimlemeleri böyle güzel anlam derinliğinde ki bu güzel eseri yazan dost kalemi yürekten kutluyorum.İşte,geniş hayal aleminin okyanuslarındaki duyguları böylesi güzel sözcüklerle ustaca harmanlamak beceri ister.Bu da sizde fevkaledenin fevkinde var olan bir durum.Güne yakışan seçkiye layik gören seçki kuruluna da teşekkürler.Sevgiler selamlar .Sağlıcakla kalınız...
çok değerli şair ve öğretmenim sizin tarafınızdan beğenilmek gerçekten onur veriyor şiire ve şahsıma... bu gazla bir iki şiir daha çıkar:) çok teşekkür ediyorum , saygımla...
Yine muhteşem bir final ve güne fazlasıyla yakışan dizeler. O kadar rahat söylüyorsunuz ki hacmi büyük, değerli sözleri... Yürekten kutluyorum... Harikaydı.
Anne! Üşüyor emsalsızın Üşüyor ölüm Beni kendine göm Uykunun bir kenarına kıvrılayım / bu gece�
şiir baştan sona harika...bu kadar güzel yazabilmek...Allah vergisi olmalı diyorum...hayranlığımın ifadesi zor..usta kaleminize... kutlarım...şiir yolunuz hep açık olsun...saygılar selamlar...
Etrafımız ne kadar kalabalık olursa olsun insanın ruhu yalnızdır.O zaman sıcak ve sığınacak bir kucak arar okucak anne kucağıdır.Harika dizelerdi kutlarım saygılar.
bu kadar muhteşem yorumların arasında aynı sözleri yinelemeye gerek görmeden,yürekten taşan bu imgeler bu sözcükler karşısında bir kez daha hayranlığımı dile getirmek istiyorum sadece...uzun uzun övgüye hiç girmiyorum çünkü bunu zaten çok tan hakedip mütevaziliğinizi ortaya koyarak,kendinden emin ilerleyen bir şair var ortada....içimizde her daim,kalabalıklar arasında mükemmel yetişmiş sanatçıların,yalnızlıklara bıkıp usanmadan her enstrümanla kusursuz notaların vurulduğu yalnızlık senfonisi konserine aralıksız devam etmiyor mu..??işte siz burada her bir notanın neyi vurguladığına tercümanlık ederek harikalar yaratmışsınız...bize düşen bu bu zorlu ifade eden yüreği yine yeniden takdir etmektir...tebriklerimi sevgilerimle bırakırken o özel yüreği Allah'a emanet ediyorum...sevgi ve selamlar...
Elbette beğenilecek ve beğeni yorumları yazılacak çünkü şiir mükemmel! ötesi Evet, sevgili şair Önce bu mükemmel dizeler için bende tebrik edeyim sizi Güne düşen bir şiirinizle tanıdım sizin şiirlerinizi ve gerçekten olağan üstü bir şiirdi beğenmemek mümkün değildi ve ben o coşkuyla hemen geriye doğru gittim tüm şiirlerinizi tek tek inceledim Ama ilk şiirinizde dikkatimi bir nokta çekti ilk şiirlerinizden son 10 şiire kadar şiir diliniz o kadar sıradan o kadar yalın ki; ama bir o kadar da samimi sizden, bizden yaşamın içinden hatta ara ara Sera’nın dediği gibi insanı tatlı bir tebessüme bırakan sıradan günlük konuşmalar kendiyle dertleşmeler hepimizin yaptığı gibi (ütopya, sünger, gecekondu)aklımda kalanlar ve bir diğer noktada dikkatimi çeken son 10 şiire kadar olan bu şiirlerde kısa kelimelerle kısa kısa yaşamın içinden anlatımlarınızdan sonra görünüyor ki dil tamamen değişmiş cümleler uzamış kelimeler günlük kelimelere nazaran müthiş imgelerle tatlandırılmış bir anda mükemmele ulaşılmış o bakımdan bir kez daha tebrik ediyorum sizi 3 ayda bu kadar mükemmele ulaşa bilen bir kalemin 3 yıl sonunda nerelerde göreceğimizi hayal bile edemiyorum! inşallah dünya sizin kaleminizi tanıyacak ve dünya şairi olacaksınız ama kızıp darılmayacağınızı umut ederek demeden geçmeyeceğim ve şunu da ekleyeceğim ki; bu benim şahsi görüşümdür bu şiirleriniz şiirsel olarak mükemmel duygularla örülmüş ve harika ama bana göre içinde sıcaklık yok samimiyet yok ilk şiirleriniz daha samimi sıcak ve bizden..
Tekrar tebrik ediyorum kelimelerle raks eden ve işini profesyonelce yapan şairi Emeğine sağlık Dostlukla…
Öyle güzel yorumlar yapılmış ki gönül dostlarının gözlerinden kaçmamış Ne düşündüğümü benden başkası bilmiyor sanırım yalnızım .... baştan sona harika dizeler tek kelimeyle tebrikler...
Yüreğinden dökülenleri okumayı sevdiğim bir kalemi; salt son yazdıklarını değil, öncesinde yayınladıklarını da okurum.. Hem yazan yüreği daha çok keşfedebilmek hem de nasılken nasıl yazmaya başlamış ne yol katetmiş görmek-anlamak adına...
-Ki siz-kaleminiz fazlasıyla okumaktan keyif aldığım ve büyük beğeniyle takip ettiğimsiniz. Ve.. doğal olarak ilk şiirlerinizden itibaren her birini tek-tek okuyan bir okuyucuyum.
'Şiir' ortada. Denecek ne ola! Tabiri caiz-se en okkalısından anlatılmış yalnızlık. Yalnızlık yalnızlık olalı böylesi kaleme alınmamıştır belki de.. K usursuz şekilde işlenmiş.. Hakikaten muhteşem.. Her bir satır, kelimeler nasıl da nakşedilmiş ve ustaca kullanılan imge'ler; sanatçılarını düş güçleri ile yarattıkları, duygu ve düşüncelerle ilgili kavramları da içeren, aynı zamanda simgesel nitelik gösteren zihinsel görüntü nasıl da güzel yaratılmış; hani denir ya 'cuk' diye oturmuş işte öyle oturtulmuş ve böylesi yerli yerinde kullanmış hayran olmamak mümkün değil.
Dedikten sonra; Şimdi; nasıl diyeyim yahut layıkıyla duygu-düşüncemi anlatabilir miyim inanın bilemiyorum!? Lakin; Yanlış anlaşılmayacağım ümidiyle (!) darılıp-kırılmayacağınız duygusuyla(!) aklımdan-yüreğimden geçeni bu kez paylaşmadan da geçemeyeceğim...
İlk yayınladığınız şiirler arasında olan bir 'Şiir'iniz var. (Bir önceki şiirinizde bu duygularımı yazacağımdan şiirinizi kopyalamıştım, ama ani bir toplantı yüzünden yorum yazmaya vakit olmayıp, öyle kalmıştı; şimdi görüyorum ki eski şiirlerinizi pasiflemişsiniz).
'Şiir Başlığı' nız 'Gecekondu'
"-GECEKONDU-
Gökdelenler arasında Bir gecekonduyum ben Zamanın iğnesiyle örülmüş tuğlalarım Taze bir gelinin çeyizi gibi Bir ananın yüreği gibi Sıcacıktır odalarım...
Küçücük adımlarıyla sessiz insanlar açar kapımı Çocuklarım yalınayak dokunur bana Sevgiliye dokunur gibi
........... Ev dediğinin bacası olacak Kış günü, elmalı bir nargile keyfinde Tüttüreceksin dumanını gökyüzüne Leylekler konacak damına Kuşlar yuva yapacak Eski bir tuğlanın boşluğuna
Pencerelerinden örgülü kızlar sarkacak Günün akşama bakan yüzüne Sardunya kokusu saracak Anaların nasırlı ellerini Alınları secdelerde eskiyen babalar Babalarının dizinde uyuyacak Ev dediğin mütevazı olacak Bir kuş yuvası kadar Yürekli olacak...
Bir gecekonduyum ben Geceye konmuşum yıllar önce Eskiyen yüzüme inat Eskimeyen namım var Diyar, diyar...
Şimdi, Şehrin kahverengi sokaklarında Kahverenginin varoş tonunda Gizli bir Sükunet tadında Son demimdeyim Yalnızlığımın…"
Ve.. Başlığı "Ütopya" olan bir şiiriniz daha vardı..
Bu ve bunun gibi üç-dört ay evvel yayınlanmış eski şiirlerinizi okuduğumda bugünküler-şimdiki kadar mükemmel değillerdi. Kısa kısa cümlelerle, günlük dilde hemen herkesin kullandığı kelimelerle anlatılan, hemen hemen hiç imge kullanılmadan yazılanlardı. Kusursuz da değiller di. Hatta ne yalan söyleyim 'Ev dediğinin bacası olacak' dediğiniz satırı okuduğumda tebessüm etmiştim :) Ee normal di mi evlerin bacası olur hay siz çok yaşayın şair emi diye :) Ama hoştu. Yalındı.
Ve.. Ama.. Amaaa... Sımsıcaktılar. Öylesi yüreğinizden dökülenlerdi ki, öylesi samimi, içten, doğal.. Dupduru. Sizi yüreğinizi görüyordum her bir satırda. Hayata bakışınızı, yaşanmış/yaşanmamışlıklarınızı.
Şimdi ise kusur bulunamayacak kadar kusursuz yazıyorsunuz ama o yüreği, yüreğinizin o sıcaklığını, içtenliğini hissedemiyorum.
Hani ödüllü filmler vardır ya, izlersiniz büyük beğeniyle. Helal olsun nasıl yapabilmiş böylesini dersiniz. Nasıl düşünmüş, kurgulamış, nasıl da senaryoyu işleyebilmiş der, takdir edersiniz, çok beğenirsiniz. öylesi mükemmeldir ki zaten beğenmemek mümkün değildir, Öylesi profesyoneldir ki işlenişi eserin, salt filmdir, işini yapmıştır. Ve işini en iyi şekilde yapmıştır, bu duyguyu yaratır ve bu duygularla çıkarsınız. İşte öyle bir şey...
Sürç-i lisan ettim ise affola..
'Şiir'di tek kelimeyle, en mükemmelinden hem de. Kutluyorum can-ı gönülden.
Daim olsun yüreğiniz/kaleminiz 'Şair'. Saygımla...
Sayın hocam.Onca kalabalıkta adım adım yalnızlık...ve muhteşem bir final.. Anne! Üşüyor emsalsızın Üşüyor ölüm Beni kendine göm Uykunun bir kenarına kıvrılayım / bu gece…
Ben bu şiiri gerçekten sevdim..Emeğinize sağlık..Saygılarımla.
Ah çocukluğum Büyümeyi unuttuğum Kuru suların çatlak damarları Kızıl atlar koşturuyor nehirlerimde Soluğu soluğuma hoyratça geçiyor
Çocuklugunızla başlayan ve devamında hayattan kesitler ve son olarak anneye olan özlem hep anneler degilmidir zaten gerçek sevgiyi buldugumuz baş tacı annelerimiz çok harika bütünlük içinde yazılmış dizeler tebrik ederim dost kalem.Saygılarımla
Sayafaya geldiğim zaman şiir okuyacağımı iyi biliyorum. Şiirde göze çarpan önemli bilgi birikiminin yanısıra sözcük dağarcığının genişliği ve kanayan bir yaranın edebi bir şekilde ortaya konması.
Yalnızlıktan yola çıkıp nedeninin en sonda anneye bağlanması ustaca. Şiirdeki yeni buluşlar da cabası. Çok sıklıkla girmesem de bu kalemi hep okuyorum. Yüreğine bin sağlık. Hep şiirle.
Dokun Tanrı’ya / diyorum kalbime İçindeki ölü kalabalığın parmak uçlarıyla Bilmediğin yüzün gibi Her dokunuşunda içinden cesetler havalansın Günahlarını gömdüğün o ırmağın dallarına Göçebe kuşlar kanatlansın Alt dudağının şiire sarkmış coğrafyasından...
Bi şiir'inden bi şiir'ine geçerken,çarpardım şairin yalnızlığına... Bulaşırdı dilime şair' yalnızlığı !
Üşüdüm ANNE gömsene beni rahmine,yalnızlığının,yalnızlığımın en sıcak yerine ...
Okşasana yetim yalnızlığımın saçlarını...
Yabancısısın sen gecelere şair...Sen gündüzlerinsin...Haritanin sakladığını yeri söyledin susarak... Farketmedin... G/özlerin acık senin...Ben k/ar/anlıkta el yordamıyla bulurum artık...
Şimdi sen-leri...
Mutluluğunda bile kederini ...Ne yaptığını bilmedigini...Korktugun yalanları... Bekledigin ama alamadığını...Sen özgürü degilsin bu gezegenin...
Tanrılar doğurmalı aşk'ları yüreğine,Tanrıların günahı olmalı aşk bir sokumluk akrep yüreklere...
Ve aşk...Araya konulmuş mesafelerin... Ey aşk...Mesafemi büyüt... Öyle büyüttü ki aşkın ''EN'' hali olsun bu... Ey mesafe ...haddini bil...
Öyle gel ki, ha düştü ha düşecek Peygamber sabrından devşirme cemreler yüreğime...
Bugün, tam da gece vakti ,eskidin...Yırtıldı kelimelerim...Söküldü ruhum,başı Esrik kelimeler ile başlayan tüm şiirler adına...Serbest sin.. ŞAİR !..
Yürekden yüreklere değen kalemmm ,iyiki varsın...
SU gibi Aziz ol şair...
Gözyaşı döken yagmur gibi ıslak ıslak okuttu...
Selam ve Dua ile.
Silence tarafından 7/5/2011 2:10:27 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ey koca yalnızlığım Nasılda giderek kalabalığı yontuyorsun Şehrimin omzundan Henüz bütün masiva uyurken Tanrıçaların apak göğsünde Ormanların saçlarına Şahikaların düşlerini iliştirerek Mai gibi konaklanıyorsun denizlerin yutaklarına�... Anne! Üşüyor emsalsızın Üşüyor ölüm Beni kendine göm Uykunun bir kenarına kıvrılayım / bu gece� şaire ve şiire tebrikelr...Her dizede yalnızlığa değen kaleminiz annenin sükûnetinde berraklığı bulup,söküp atmak istiyor yalnızlığı..kaleminiz var olsun efendim,saygı ile...
Ey insan aklım Kirlen beni, ayarsız bir suç ile Ve Tanrı ya teşekkür et Bu günde özgürce günah işleyebildin Şükürsüz ve şuursuzca... ...
Bilinçli bir özgürlük ile bilinçsiz bir teslimiyet arasındaki cehhenemi tünelden, varoluşa açılan sessiz bir çığlıktır yükselen... Tebrikler değerli şair.Sizi okumak güzel, uyaklı bir manzume değil, çünkü şiir okuyorum.