Noksansız Bir NoktasızlıktaNoksansız Bir Noktasızlıkta sözcüklerime gündeş olmadan taşındın kendi içindeki kendinden başkasına seslerimiz ayrı semtlerin sessizliği şimdi ne desen kır kokusundan ayrı şimdi ne desem polen tozu bulutu sen kendinle ben seninle sarhoşum boşa gidiyor ay ışığı yolların inadıyla... umursamayan temmuz öğlenleri kadar tembel umutsuzluğumun tenime düşürdüğü okul heyecanı son yıllarımı bilmeyeceksin yapraklarımın toprağa düşüşündeki tadı suyun ateşime doyuşunu uçurtmalar izleyeceğim oysa ben gerçekten sen sensizlik misin... aştığım rüyaların ardındaki somun sıcağısın bir kentin en geniş en aydınlık en güzel meydanı gibi yüzün akşama doğru çizgileriyle kalabalığına sığınıyorum bakışların örtmüyor üzerini eksik çocukluğumun büyüdükçe üşüyor sensiz yanım... ve dünya sensizliğimin can sıkıcı oyuncağı sense hayatla paylaşmadığım son noktamsın sonsuzlukla ortak noktam noksansız bir noktasızlıkta ikiye bir hep kaybettiğimsin sensizlik ve sonsuzluk ben . Kağan İşçen |