Şanslı SoytarınTırnak uçlarında resmi hüzündür kayıtsızlığın aşk adına karanfil yağlı tabloların spreylerinde nar ekşisi göz altı karartılarına düşmüş alafranga tınıların her mevsimde cevapsız sorular iskele sonu sahipsiz umutlar sıcak bir simit avuntusunda yanağıma çarpan siyah saçların kimse aynı sözü etmekten bıkmıyor çekinik bir aşk grubu yüreğinde gidişleri bekleten şarkılarda fotoların repliklerinde meryemin gölgesi atıl bıraklımış hislerinde camına değen taşların kırığı oluyor yanağında parçalanan yaşlarım tövbeler bile bu kadar güzel iken gözlerinden ay kırılması seferberliğin de belirsiz hatlar okşanmaktan bile korkuyor parmak uçların harabe yollarında him gidilmeyecek ırmak gibi her lahza bulutlar dokunurken sesine titretiyor sesimi anlamsız saklanışların grafiğin de pişmemiş bir kuzu feryadın hiç kimse anlamıyor anlamsızlığında bunları sorular kadar uzun olmayan cevaplarında buharın şanslı bir soytarı sayıyorum artık kendimi irkilmelerinde uzanırken göğsüme yaşların |