lirizmi yüksek akşamlardasaymadım eteğinden dökülen gülleri kadın kaç aşk telef ettin yarınlara ateş bırakan topukların musallaya koşarken volkanlar düşürdüğün uykulara ucuz sözcüklerden kaç ağır roman çıkar hangi cehenneme ateş oldu riyakar dudakların söyle yaşamın en dehşet anında aldırmaksızın zamana ve aynadaki sulu sepken bakışlarınla denize nasıl da atladın yassı/beyaz bir taş sekmesi gibi bindokuzyüz’lerin dalgaları ve nemrutça gülümseyen mezarlar ne kadar üşüttü haziran düşerken tüy diplerine // ... delik deşik bir resmin girdaplı çeperine geri geri ilerledin belkide lirizmi yüksek akşamlarda ...// ve anımsadığım kadarıyla cılız ışıkların erittiği gayrimeşru bir karanlıktı çocukluğun oysa şairin asasıydı kalem usanç yüzlü çocuklar çizerken ödülsüz günlere gözyaşların keserdi mutluluk biletini bırak sakın sayma gidenlerin ardından, görme ellerindeki çizgileri odaklandığın kalın sayfalı yapraklar şahidin olsun yaz şiirlerini dudağı uçuklu satırlara ben okurum seni Çiğdem Parlayüksel |