KADERİNE SEVDA ÜFLENEN ŞEHİRŞiirin hikayesini görmek için tıklayın AMASYAYA AİT BİR ÇOK AŞK HİKAYESİ VE EFSANESİ VARDIR, İŞTE ONLARDAN BAZILARI: AYNALI MAĞARA EFSANESİ Güzelce Kız, bir kral kızıdır. Dünyalar güzelidir. O kadar güzeldir ki; görenler dayanamaz, yıldırım düşmüş gibi kendilerinden geçerler. Bu yüzden genç kız, hep peçeli gezer, güzel yüzünü kimseye gösteremez. Artık zamanı gelmiştir diye düşünen babası, dört bir yana haberciler çıkarır kızını evlendirecektir ama kim kızının peçesini açıp güzelliğine dayanır, onu dünya gözüyle seyredebilirse kızını ona verecektir. Bu çağrıya yedi iklim, dört bucaktan şehzadeler, vezir çocukları, dünya zenginleri, yiğitler, bilginler, kısacası gençliğine, bilek gücüne güvenenler dört nala Amasya’ya gelirler. Amasya meydanında kurulan özel bölümde bulunan Güzelce Kız bekleyedursun. Kendine güvenen delikanlılar cesaretlerini toplayamaz, yanına yaklaşan ise peçesini kaldırmak istediğinde eli titrer, dizlerinin bağı çözülür. Bu sahneler günlerce devam eder. Bir gün fakir mi fakir, ama yiğit mi yiğit, gerçekten güzel, alımlı bir delikanlı “Ben de şansımı denemek istiyorum!” diye destur alıp tahtın yanına yaklaşır. Herkesin şaşkın bakışları arasında hiç vakit geçirmeden Güzelce Kız’ın peçesini kaldırır. O an öyle bir elektriklenme olur ki, bir aydınlanma, bir alev, bir ateş sarar etrafı. Kimse ne olduğunu anlayamaz. Meydanda bulunanlar korkudan yerlere kapanır. Sonra, sonsuz bir sessizlik içinden kömür kesilir iki genç, yan yana uzanmış şekilde. İki gencin cesedi, şehre yakın yerdeki bağ ve bahçelikler yanında bulunan kaya mezar içinde iki ayrı odaya gömülür. Bu kaya mezarının dışı güneşle birlikte Güzelce Kız’ın yüzü gibi parlamaya başlar. Bu parlaklığından dolayı da, daha sonra kaya mezarın adı " Aynalı Mağara" diye ünlenir. AMASYA’YA AİT "TEK KAPI" ADLI TÜRKÜNÜN HİKAYESİ Mehmet Hulusi Bey, zengin ve asil bir ailenin oğludur. Günün birinde Gürcü Emin efendi adlı bir kuyumcunun kızına âşık olur. Kız da bu aşka karşılık verir. Kızın anne ve babası evlenmelerine râzı olsa da Hulusi’in ailesi bu evliliğe karşı çıkar. Kız derdinden verem olur ve ölür, Amasya’nın Küpceğiz mevkisinde Kaşukpınarı denilen yere defnedilir. Bir süre sonra Hulusi de bu acıya dayanamayarak ölür. Vasiyeti üzerine aynı yere defnedilir. Hulusinin babası oğlunun ölümünden kendini sorumlu tutar ve bu türküyü yakar. Tek kapıdan çıktım yüzüm peçeli Ahbaplar oturmuş iki geçeli Hulusim de alnı sıra perçemli Neyleyim dünyada dünya malını Gönül arzu ediyor eski halini Dağdan yuvarlandı kayalarımız Gam ile yoğruldu mayalarımız N’ola taş doğuraydı analarımız Neyleyim dünyada dünya malını Gönül arzu ediyor eski halini Mezarımı Helvacı’ya eşsinler Al yeşili üzerime örtsünler Gelen geçen yazık olmuş desinler Neyleyim dünyada dünya malını Gönül arzu ediyor eski halini FERHAT İLE ŞİRİN HİKAYESİ Herkesce malum. MİHRİ HATUN Divan edebiyatının ilk kadın şairi olarak bilinen Mihri hatun Amasyalıdır. İskender Çelebi’ye duyduğu platonik aşk ve üzerine yazdığı şiirlerle sembol olmuştur. AFET KIRAT ABLAMA SEVGİLERLE... |
saygılar, sevgiler..