Şeb-i yeldada uzar fecre kadar kıssa-i aşk Ta ki Mecnun bitirir nutkunu Leyla söyler
Ölü yaprakların ve kuru dalların Sancılı sürüklenişine benzerdi adımların Kum tepelerine saplardın külçeden ayaklarını Kalaylanmış göğsünde kendini seyrederdi sahra kuşları. Sense Leylanın güğümünde bir dudak izi olmayı isterdin.
İpekten perdesi çoğalırdı başında bir serabın Fecrin ve gurûbun gelip geçişinde Şarabî kederler basardı kalbini. Bilirdim firkat nasıl yakardı içini…
Uçsuz bucaksız hikayelerin derkenarında yürürken Önce saba yeline ısmarlanan Sonra posta güvercinlerinin paçasında, Turnaların gözlerinde taşınan haberler beklerdin…
Dilini kantarda tartıp mesneviden ev kurdun Can kırağı düşmüş taze gül yapraklarından pencere açtın. Alnında leylaklanan aynataşında okundu bütün yazgın. Aşk diye diye söktün levhasını Sûrete dair bütün yanılgıların.
Aklı yitik, kalbi diri olmak düştü sana Leyla’nı en siyahgecelerde ararken Seninle bir olurduk, Leylayı ünleyen. Hangi kıssada geçse adınız Hüzünlü çöl ezgilerine kapılır giderdik.
Gölgesini dürüp kaldırdığın geçmiş zamanlar çağındayız şimdi Evvel bozguna uğramış kaleydi gönlümüz, Son süvarilerin dörtnal çiğnediği memlekete benzerdik Bir daha, bir daha aradığımız Kanatlandığımız ilham vakitlerinin şehrayinlerinde kaldı artık cümle şairimiz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÇÖL KISSASINDA AŞK ESKİZLERİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇÖL KISSASINDA AŞK ESKİZLERİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çölde ve denizde insan kendi kadarmış. Ne kadar? Gerçek kadar. Sereserpe hakikat... Kim Kays? Ya Leyli? İçimizde buhurlanan söylence. Hocam hoş geldiniz. Çok ssygımla.