SIRRISİYAHAdın yorulmuşsa çağrılmaktan Bir hikayen olduğunu unut… Kalbin bir duayı doğurmuyor Sırrısiyah Nesebi kesilmiş sevinçlerin akşamında Gün saçlarında sönmüş. Küllenmiş bir yangından sesin kalmış geriye Sesinde diriliyor yılların ölüsü. Su taşıyor harflerin bir yandan köklerime Bir yandan dallarımı kesiyor susuşların. Ağzında bir kuş yuvalanmış sanırdım Sen konuşunca unuturdum günlerden cumartesi olduğunu Çaydaki tomurcuk kokusunu almaz, Denizin içime sokulan dalgalarını dinlemez olurdum. Sen konuşunca sesin incecik bir rüzgâr gibi Değerdi saçlarıma. Gülüşün pötikare bir örtüydü çimlerin üzerinde Dudaklarına değmesi parmak uçlarımın Bir karanfili öpmek gibiydi boynundan. Hüzün uzun bir nehir şimdi içimizde Sırrısiyah Derin ve iniltili… Sularında aksediyor, senin olmayan cismin. Sahi bir sahaf getirmişti seni değil mi Bir divan içinde eylül sonu? Kadim şiirlerde varlığını sevdiğim! Benim varlığımı hiç bilmedin. OLCAY GÖKÇE (EKİM 2018) |
Kaleminiz susmasın
Daim hakikat yazsın
----Sevgi, Saygı, Selâm ve Dua ile