Evler Dolusu
Evler Dolusu
kauçuk ağaçlarının altında avuçlarımda şavkın boş çay bardakları gölgeleyemiyor kabuslarımın en güzel trajikomik gerekçesini yanımda olmadığın anın kendinden korkmasını... kekre öğlen sonları halsiz ve sakar adımlarım sen harici hiçbir şeye doğru dürüst yürümeyi öğrenemedi ayaklarım kuşkulu ömür günbatımında ilkyazda bulamadığım içtenlik tebessümündeydi... evler dolusu öyküler uydurdum yokluğuna bir kapı açılmaya görsün sahanlıkta durup kulak kesiliyorum...belki sesinle gönenirim belki sessizliğinle...ama nasılsa gene hep sensiz... çalakalem güveniyorum göğüne yaz boşluklarımın sarımtrak imgeler düşüyor notlarımın arasına hüzün sersemi bir bohemlikte sığmıyorum mevsimlere tek kararım senin için...görünmez bir karayım ben... gece günce defteri yalnızlığımın suskumla doldurduğum sana kadar hayat...tüm sabah...kenar çizgisiydi dudaklarımın taze ekmek sadeliğinde el yakıcılığını okşayınca gözyaşlarım konuşmayı öğrendim o gün... yüreğim benden bana uzaklığın kadar önde... Kağan İşçen |