Elmacıklarından Akanı
Elmacıklarından Akanı
soğuk ikindilerimi özlüyorum yeryüzüne yakın davranan o zamanlar daha yoksullaşmamıştım kirpiklerimin gölgesinde sana kendime sen ve kendim sandığıma da... yalan söylemezdi turunç ağaçları ve orda yaz balkon güzeli ılık sularla arınırdım göz tuzlarımdan cahildim seni aldattığımı sanırdım ben aslında hep kendimi aldatırdım büyük bir aşkla acıyarak saflığına düşüncelerinin saflığımı öldürdüğümü sandım... bendeki yarına kıymışım oysa yarınım leş şimdim çirkef öncemse zaten sensizlikti elmacıklarından akanı rüyayla karıştırmışım ve yüzyıllık bir sana bakma zamanına benziyor evren sonsuz bu serüven yalnızlık aşkla çerçeveli... evime dönme duyguları yaşıyorum bu aralar seni yitirip eski boşluğumdaki kırmızı yağmur özlemeyi özlemek dışında farklı bir zifiride... diyorum ya aslında öldüm uç uca zorunlu ve zincirleme yalandan ibaret bir yaz şiiriymişim küçüklüğüme üşüşen bulutlar sapağında durulanıyorum yorgunluğumla... insan hayat değil ölüm kurarmış kendine bütün hazırlıklar aşkın yokluğuna asil bir kışa odun dizmek gibi can alıcıydı dokunmak sana... sana bunu anlattım ama kendim dinlemedim sesimi sevmemişim kurşun gibi saflığının yanında beni senin terli yürüyüşün dövdü meğer kendimi öldürmüşüm intihar edince bana seslenişinin anlamı... aşk dışında her şey şuursuz uğultusu soğuğun eskiden elimi yüzümü yıkarmışım annem ışıkları yakınca susarmışım kar çiçeği pencerelere heyecanla bakarak üzülürmüşüm şarkılarıma uzak düştüğüne perdelerin ilk çekilme sesleriyle saçlarımı yolmuşum ağlaşarak pervanelere özendiğimi unutmuyorum... ben ilk ağlamamla ilk şiirimi yazdım gülmeni özlemeye geldim beyaza yakınım kraker kokulu nefesinden başlayarak her anını mutluluğunun öpmeye geldim ayva tüylerini yüzyıllık bir sana bakma zamanını adımlayarak... Kağan İşçen |