Soğumuş KülGeceleri apartman boşluklarında bulurdum O’nu Yüzünü dizlerine kapamış ağlıyor olurdu Bir süre dokunamazdım saçlarına Ne diyeceğimi bilemezdim. (Semiz otu yer misin? Taze. Zeytinyağlı. Karayemiş ağaçlarının gölgesinde... Sana cami avlularından Elif’ler Mavi deniz kokuları topladım.) Sabaha kadar yatağının başucunda beklerdim Uyurken mutluydu, bir kere rüyasında bizi Limon bahçelerinde görmüştü. "Akdeniz buraya çok mu uzak?" (Çocukken kapı sesine uyanan Güzel gözlerinden öptüm.) Eskiden ağladığımız büyük taş duvarların önü Serin olurdu. Gözlerimizi sarmaşık yapraklarıyla silerdik. Şimdi ikimiz farklı şehirlerde ama hep aynı saatte Sarmaşık duvarları arıyoruz. Gözlerimizdeki yeşil çiziği soranlara Acıyla gülümseyerek. -Bekliyorum seni Ey soğumuş kül! "M" harfim. Kırlangıç sesim.- Senin uykunda aldığın o derin nefesleri bir tek ben anlarım. Çünkü sarmaşıklar da yalan söylüyor bazen, Bazen anneler de... |
.
selin yıldız tarafından 2/19/2012 2:18:46 AM zamanında düzenlenmiştir.