Kırık Notlar XVIIII. Böyle bir şey yok dedim kendime. (Vardı oysa) Yavaşça kendi içine doğru kıvrılan sessiz Küçük bir su yolu gibi geçtim önünüzden. Çok eskiden balkonunuzda otları yeşerten O gizli, ufacık damlalar gibi. Toprağın içine süzülen… Geçtim önünüzden. Sessiz… Ama çok iyi bildiğiniz bir şey gibi. Kış geldi sonra. II. Ateşli. Salgın bir hastalıktı Şubat. Alnımı ıslak bezlerde unuttum. An’ları sayıklayarak... İçimdeki sesi kendimden saklayarak -Belki!- (Upuzun söylenen bir dağ ismi…) Güvercinlere yeni ad’lar taktım sonra Adımı Aklınızda unuttum. III. Zordu oysa Birini kırmadan özlemek. Öylece uzakta, Güzel Ve iyi bırakarak. IV. Zordu... Yüzümü kırık camlardan ayıkladım. (Yirmi altı senedir Bir tek kendini hatırlayabilen yüzümü Sarmaşık serinliğine asılmış Bir tülbent gibi…) Ama dokunmadan hiçbir şeye Kendimden sakladım seni. Yeni güvercinler besledim sonra. İçimi bin parçaya bölerek (Canım!) O bayat Ekmek taneleri gibi… Dağıldım. kıyıdaki adam |
Ben seni çok seviyorum Önder :)
Romantik değil, acılı ve arabesk hiç değil. İçinde büyüyen ve kocaman olan bir resim var yine burada.
Bir kareden diğerine ilerleyen.
Şiir Okumayı özlemişim...